Ve Dağlar Yankılandı
Khaled HosseiniEn Eski Ve Dağlar Yankılandı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Ve Dağlar Yankılandı sözleri ve alıntılarını, en eski Ve Dağlar Yankılandı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu fark edersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır.
Sizi selden çekip kurtaran ip, ileride boynunuza dolanmış bir ilmeğe dönüşebilir.
Tepenize çığ düştüğünde, bütün o karın altında yatarken neresi aşağı neresi yukarı anlayamaz oluyormuşsunuz. Karı iteleyip kurtulmak istiyor ama yanlış yönü seçip kendinizi daha da derine, kendi mezarınıza gömüyormuşsunuz.
ROŞİ : Kaygılanma. Kitapta yoksun..
Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarınızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığını... Gerçek işte bu kadar basit, bu kadar saçma ve bu kadar gaddardı...
Mama, insanların onun karşısında ağlamasına tahammül edemez. Onların şişmiş gözlerine, açık, yalvaran yüzüne bakamaz. Ağlamayı bir zayıflık belirtisi, çiğ bir ilgi çekme çabası sayar ve asla yüz vermez. Birini avutmayı, teselli etmeyi ise istese bile beceremez. Bu konudaki eksikliğini büyüme çağında çok iyi öğrendim. Kederin sergilenmesi değil, gizli tutulması gerektiğine inanır.
Sen de benim kadar uzun yaşasaydın, zalimlikle yardımseverliğin aynı rengin iki tonu olduğunu anlardın.
Ama aslında boş-boş dolandığım, başıma bir şey gelmesini, bütün ömrümün ona doğru aktığı, her şeyi değiştirecek olan bir şeyin gelip beni bulmasını beklediğim duygusu giderek güçleniyor.
Bir başkasının yüreğini, yüreğinden geçenleri yargılarken kişi bir miktar da olsa alçakgönüllülükten ve yardımseverlikten nasibini almış olmalı.
İnsanlar istedikleri şeylere göre yaşadıklarını, yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini düşünüyorlar. Oysa işin aslı onları yönlendirenler korktukları, istemedikleri şeyler.
Ömrüm boyunca cam bir tankın içindeki, saydam olsa da nüfuz edilemez, aşılamaz bir engelin gerisindeki bir akvaryum balığı gibi güvenle yaşadım. Karşı taraftaki pırıltılı dünyayı gözlemekte, canım isterse kendimi onun içinde düşlemekte özgürdüm. Sanırım cam duvarlara alıştım ve cam kırıldığı, tek başıma kaldığım takdirde suyla birlikte dışarıya fışkırıp kendimi hiç bilmediğim, engin bir boşlukta umutsuzca çırpınırken, soluk almak için deli gibi debelenirken bulmaktan ödüm kopuyor.
Oysa zaman, cazibe gibi. Asla senin sandığın kadarına sahip değilsindir.
Sayfa 386Kitabı okudu
İyi şeylerin hiç biri bedava değildi. Sevgi bile.Her şeyin bedelini ödüyordun. Ve eğer yoksulsan elindeki tek nakit kahır çekmekti...
"Deneyimlerime göre, kadınları sizin gibi anlayan bir avuç erkek var, onlar da kadınlarla pek haşır neşir olmak istemeyen erkekler."
Sayfa 213