Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ve O Hiç Bir Şey Demedi

Heinrich Böll

Ve O Hiç Bir Şey Demedi Hakkında

Ve O Hiç Bir Şey Demedi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Cem Yayınevi 1972 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Heinrich Böll'ün en güzel romanının üçüncü basımını kıvaçla sunar. VE O Hiç Bir Şer Demedi'nin birinci basımı altı yıl önce, ikinci basımı ise atlı ay önce yapılmıştı. Savaş sonrasını ve savaşın yalnız şehirlerde, evlerde değil, insan ruhlarında da yaptığı yıkıntıyı anlatan romanın, Behçet Necatigil'in şiirli, usta diliyle çevrilmesi Türk okurları için ayrı bir kazanç olmaktadır.
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 9 dk.Sayfa Sayısı: 182Basım Tarihi: 1966Yayınevi: Cem Yayınevi
Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 58.4
Erkek% 41.6
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Heinrich Böll
Heinrich BöllYazar · 28 kitap
1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. 1917'de Köln'de doğdu. 1924 yılında okula gitmeye başladı. 1937'de liseyi bitirdi. 17 yaşında şiir yazmaya başladı. 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, doğu ve batı cephesine gönderildi. 1945 yılının nisan ayından eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu. Savaş bitip Köln'e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü hem çalıştı. 1947 yılında ilk kısa öyküsü Haberci, sonra ilk romanı Ademoğlu Neredeydin?, Ve O Hiç Bir Şey Demedi yayınlandı. Yapıtlarında İkinci Dünya Savaşı'nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlattı. "Ve O Hiçbir Şey Demedi" adlı en ünlü romanını yazarken aklında tek bir gerçek vardı. Savaş yanında yoksulluk ve zor koşullar getirmiş, hayatını değiştirmişti. Mayına bastığı için yaralanan dizini iyileştirebilmek için para gerekliydi. O yüzden Böll, 5 gün evden çıkmadan bu eseri yazdı. Yayınevinden aldığı para ile de dizini eski hale getirmeyi başardı ve yazar olarak kariyeri devam etti. Daha sonra yazdığı Babasız Evler adlı romanını, kendi babasını yitirmesinin ardından değil; ama çevresinde savaş yılları sonrasında acı çeken onlarca çocuğu gördükten sonra yazmıştır. Kendisi, savaş sonrası koşullardan, yoksulluk, açlık ve hastalık gibi sıkıntılardan hem kendi geçtiği, hem de çevresinde bu durumlardan acı çeken birçok insan gördüğünden, hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istememiş, kendi deyimiyle "Böyle bir dünyaya çocuk getirmek" istememiştir. 16 Temmuz 1985 tarihinde, çalan kapı ziline koşarken merdivenden yuvarlanarak hayatını kaybetmiştir.