Bir adam düşünün, hayatı çok güzelken çok mutluyken bir anda darmadağın oluyor. Buna sebep olan kişi ise babası… Aklı almıyor önce, her şey bu kadar güzelken nasıl bir anda bu kadar çirkinleşebilir? Öyle bir yara açılıyor ki yüreğinde o yaranın izi hiç geçmiyor. Bir kadına da tutuluyor üstüne üstük… Zaten her şey bu kadar kötüyken bir de aşk üzerine tuz biber oluyor. Aşkın böyle bir etkisi var işte insanın üzerinde… Ya seni hayata döndürüyor ya da hayatını daha da mahvediyor.
Tarık Tufan yine yapmış yapacağını.. öyle bir anlatmış ki bu adamın içini.. mest oldum okurken. Bayılıyorum kalemine, kelimelerle anlatamam. Öyle güzel yerlere dokunuyor ki etkilenmemek mümkün değil. Bir insanın psikolojisi bu kadar mı güzel anlatılır? İçim eriyor Tarık Tufan okurken..
Evet, kısacık bir hikaye belki bu ama etkisi çok uzun sürecek cinslerden. Bir insanın hayatından, kendinden vazgeçişi.. kolay mı? Dışarıdan bakana öyle kolay ki.. “Ne olursa olsun yapmamalıydı!” demek.. Bir de yapana sorsak ya.. sorsan anlatabilir mi? Gücü yeter mi? Peki dinleyen dayanabilir mi? İşte bu kitapta dinledim ben, yeri geldi dayanamadım. Hep kaşlarım çatık okudum. Sonunda ise bir rahatladım ki.. tüylerim diken diken oldu. Ah Tarık Tufan.. hep mi etkilersin sen böyle? Her kitabında mı dokunursun içimde bir yerlere?
Dokun, ben seni hep okuyacağım. Sizler de okuyun..