“An Unwritten Novel” adlı öyküsünde, trende karşısında oturan bir kadınla ilgili bir roman üretir kafasında. Bu kadını, evde kalmış yaşlı bir kız, buruk, ezilmiş, mutsuz ve yapayalnız biri sanır. Oysa tren istasyona varınca, kadını oğlu karşılar. Ana oğul hiç de mutsuz görünmeyen bir hava içinde istasyondan uzaklaşırken, daha önce de söylediğimiz gibi yazar onlara karşı büyük bir sevgi duyar.