Atom tanecikleri misali içinde büyük şeyler barındıran mısralarda gezinince romanın rahatlığını bulamıyorsun. Çıktı çıkacak; kaçtı kaçacak derken, üstünde tedirginlik şemsiyesiyle sona geldiğini bile fark etmezsin. Romandan daha farklı marifet ister şiir; hem yazardan, hem okurdan. Şiir seni çağırmıyorsa şiire bulaşmayacaksın. Hele fikirlerin çiftlik havuzlarında ürediği zamanımızda şiir bana hiç iyi gelmiyor, üstüne bir de saklambaç oynuyorsa... Şiiri severim tabii ki! Ama peçeyi kaldırdığımda, beni mest etmeli...
Virginia Woolf'a Mektup ile başlayan ve otuz şiirden oluşan ince bir kitap. İçinde sitem, eleştiri ve hayat kırgınlıklarının işlendiği şiirlerden oluşuyor. Açıkçası şiir kafasında değilim şu an, ondan dolayı bana pek dokunmadı.