Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Asteğmenin Tunceli Hatıraları

Vur Emri

Ümit Zileli

Vur Emri Gönderileri

Vur Emri kitaplarını, Vur Emri sözleri ve alıntılarını, Vur Emri yazarlarını, Vur Emri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
152 syf.
7/10 puan verdi
Bu tarzda çok fazla okumadigim için başlarken tereddütle başladım. Ama okudukça ilgimi çekti. Akıcı sade ve gerçekçi diliyle kendini okuttu. Kitapla kalın.
Vur Emri
Vur EmriÜmit Zileli · Cumhuriyet Kitapları · 200850 okunma
Vali Paşa zamanında Tunceli'nin adı da değişti:.. Sakıncalı vilayet diye anılır oldu. Bu ilimiz Vali Güven döneminde okumuş insanına eşit miktarda sakıncalı insana sahip oluverdi (Tunceli'de okuma yazma oranı aklımda kaldığına göre yüzde 94. Büyük kısmı lise mezunu). Yığınla insan "il dışına çıkarma" cezasına çarptırıldı. Diğer bir deyişle "sürgün!"
Reklam
— Nerede okuyorsun sen? — Tunceli Kız Meslek Lisesi'nde... Kız Meslek Lisesi'nde... Ve de Tunceli'de... Yani ana yola çıktıktan sonra arabayla bir saat mesafede. Eh, anayola çıkmak için de en az iki saat yürümek gerek. Birde bunun geri dönüşü var. Kaba bir hesapla hergün altı saat yol katetmek gerekiyor
Tunceli ise yeni unvanını hemen ilan ediverdi: — Sakıncalı vilayet! Bu ilimizin iki büyük özelliği vardır; Türkiye'deki en yüksek okuma oranı ve en kabarık sakıncalı sayısı... Bu iki özellik arasında bir bağlantı kesinlikle söz konusu değildir! Ancak bir milletvekilimizin yaptığı ince espri aslında Tunceli'nin yazgısını dile getirmektedir: — Her şehirden bir sakıncalı getirin... Tunceli'den tuttuğunuzu..
İlk görev her zaman korkutucudur. Hele tim komutanıysanız. Her çıtırtı bir tehlike, her çalının altı bir terörist sığınağı gibi gelir. Sanki bütün "eşkıyalar" göreve çıktığınızı biliyorlarmış, her adımda bir pusu kurmuşlar sanırsınız. Pek de haksız sayılmazsınız. Kendinizden başka yirmi kişinin sorumluluğu da omuzlarınıza yüklenmiştir. İşin en zor tarafı da, bırakın korkmayı, heyecanlandığınızı bile belli edemezsiniz. Yoksa imamla cemaat misali, erat en ufak bir şey hissetti mi donar kalır. Ona göre komutan korkmaz, heyecanlanmaz, gerilmez. Hep en önde yürümek zorundasınızdır. Bütün bu gerilimin dışında en dikkatli olmamız husus ise eratın sağlığıdır.
Heyecan, bilinmeyenin verdiği rahatsızlık ve korku, bir yumru olmuş boğazıma oturmuştu. Gidiyorduk, ama nereye?
Reklam
"Ağlamayan çocuğa meme yok komutan. Bu halk hiçbir zaman istemesini bilmemiş. Baştakiler de vermesini... Selçuktan bu yana!.." "Peki ya bundan sonra?" "Bin yıl da değişmeyen, birkaç yılda değişir mi komutan?"
Üştü açık kamyonlar bitmek tükenmek bilmeyen yolda sarsılarak ilerlemeye devam ediyor ve ben düşünüyordum. Daha doğrusu korkuyordum. Bir kazadan, pusuya düşmekten, erlerin başına bir şey gelmesinden.. ve ölümden! Daha önceleri ölümden korkmuş muydum? Hayır. Lüzum yoktu ki. Ölüm uzak, belirsiz ve anlamsız bir sözcüktü o zamanlar. Şarkılarda, şiirlerde sık sık yinelenen renksiz bir sözcük. Dinlerken hüzün verirdi yalnızca. Kötü bir şey olduğuna emindim. İyi bir tarafı olsa niçin herkes savaşlara, idamlara karşı çıksındı ki? Demek ki acı veriyordu.
Verdiğiniz buyruklar mantığa ters gelse de yerine getitilir. Ya da siz, aklınız kesmese de aldığınız buyrukları yerine getirirsiniz. Çünkü yerine getirmek zorundasınızdır. Çünkü "Emir demiri keser". Sevgili bölük komutanımın dediği gibi: "Mantığın bittiği yerde askerlik başlar."
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.