Bir tiyatrocunun tiradında isyanını haykırır.
Okuduğu bir kitabın yazarını örnek alır.
Tanıdığı ya da tanımadan kanının kaynadığı bir dolu insan, deniz fenerleri gibi aydınlatır yolunu...
O hocaların, o kadınların, o oyuncuların, o yazarların, kahramanlarının yatağında nehirlerce büyür.
İnsan, biraz da okuduğu kitaplardır artık...
Dinlediği tiratlardır.
CAN DÜNDAR
Galiba Barış Manço'nun ardından en doğru tanımı Erol Evgin yaptı:
O bir masaldı.
Kendine özgü bir kılığın içinde bize ülkenin dört bir yanından efsaneler derleyip, rengarenk öyküler anlattı, dünyanın her köşesinden yüzler, izler taşıdı.
1924-2008
Bu aralıkta yaşamış onlarca insanın hayatı üzerine bir derleme.
Aşkları, acıları, inançları, uğraşları ve bizlere ne katıp neler bıraktıklarına dair..
Melih Kibar ve Çiğdem Talu’yu anlattığı yazıyı ise , en çok beğendim sanırım.
Ayten Alpman şarkılarına uzandım bitirirken..
Yaşım gereği konu olan isimlerin pek çoğunu tanımıyordum elbette ama Cem Karaca, Karaoğlan, Hrant Dink, Ahmet Kaya gibi ismi ölümsüz yüzler de vardı..
Keyifliydi