"Beni ona bağlayan hisse bir isim takamıyorum. Aşk değil bu. Dostluk değil. Dostluk ve ahbaplık gibi zora gelince feda edilebilecek bir şey değil. Aşka yakın bir sempati mi? Galiba…
Çünkü aşk olsa, ona hürriyetimi feda ederdim; kuvvetli bir sempati olmasa onu hürriyetime feda ederdim. İkisini de yapamıyorum. İşte bu sallanmak fena.."
Yalnızız..
İkimizin de sıcağı öksüz artık! Hayatı yaşanır kılmak adına, yalancı süslerle bezemeye çalışıyoruz zamanı.. Yarınlara ikinci el mutluluklar ısmarlıyor, her yarını dün ettiğimizde koca bir hiçle uyanıyoruz..
Olmadık insanlarla üç kuruşluk muhabbetlere oturuyor, tebessüm bile etmeyeceğimiz şeylere kahkaha atıyoruz..
Ama merhemimizin adı; zaman..
Tutkal kıvamında susuşları yalnızlığın keskin tineriyle inceltip, kendi kendimize mırıldanmalara çevirdiğimizde, dudaklarımızdan dökülen yalnızca; ‘Ne yaptım?’
Ne yaptık biliyor musun?
Belirsiz bir zamire sürüldük.. Aşkın hiçbir eylemi, çekilmez bu zamirle!"