Af dileyecek değilim ölmeden evvel açıp ellerimi göklere.
Özgürlük o uzak diyarlarda, özgürce yelken açmak,başka vücutlara dokunmak,dalgalara teslim olmak var o topraklarda, denizlere emanet bir ülke orası,yasak tanrılara.Ama burada nereye baksa gözlerin duvar, mecbursun başını kaldırmaya mecbursun göğe bakmaya yalvaran gözlerle.Nefret ediyorum gözlerimi Tanrı'ya meсbur eden şu dünyadan! Acısını ben tattım adaletsizliğin,
ben alamadım hakkımı şu hayattan, asla diz çökmeyeceğim.
Az kaldı,bitecek her şey.Sular yükseliyor.Ruhu bile duymuyor.Uyuyor öyle.Ne bilmeye mecbur ne yapmaya mecbur artık,doldu çilesi.
Uyuyor güzelce,direnmek yok,çırpınmak yok,olmazı olur etmeye çabalamak yok ona bundan böyle.Onca yıl taşıdı sırtında itikadın yükünü,ne huzur bildi ne rahat,ne kahkaha ama bak attı nihayet onca yükü sırtından...
Uyuyor şimdi, düşünmüyor artık, ne vazifesi kaldı ne mecburiyeti;geçti işte, hepsi geçti onun için ama bak bana,bak şu ihtiyar,şu yorgun kadına,ben ne yapayım, kıskanmayayım mı onu, ah bak şuna nasıl güzel uyuyor,ölüp gidecek birazdan,az kaldı...
Merhabalaaaar!
Albert Camus, 20. yüzyılın en önemli Fransız yazarlarından biri ve varoluşçuluk akımının öncü isimlerinden kabul edilir. Eserlerinde absürditenin, yabancılaşmanın ve özgürlüğün insan psikolojisi üzerindeki etkilerini derinlemesine inceler. Romanları, oyunları ve denemeleri, felsefi derinliği, yalın ve etkileyici dili ve evrensel