Yansımalar
Frithjof SchuonYansımalar Sözleri ve Alıntıları
Yansımalar sözleri ve alıntılarını, Yansımalar kitap alıntılarını, Yansımalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah'a giden yol daima bir terselme içermektedir; insan dıştan içe, çokluktan birliğe, dağılmadan yoğunlaş maya, bencillikten tarafsızlığa, hırstan huzura geçmelidir.
*
Dünya bizi serper, benlik sıkıştırır bizi; Allah hafıza verir ve genişletir, barış verir ve dağıtır bizi.
*
İnsan mutluluk için can atar, çünkü Güzellik ve Aşk- tan oluşan Mutlak Saadet, onun hakiki özüdür.
Yol basittir; insandır karmaşık olan.
İnsan ruhun bu karmaşıklığıyla ya da ruhun katlan dığı veya meydana getirdiği güçlüklerle üç şekilde savaş malıdır.
İlkin akıl yoluyla: insan, Allah'ın mutlaklığının işle yişinde eşyanın izafiliğinin -ve bu suretle hiçliğinin- far kına varır.
İkinci olarak irade yoluyla; insan Allah'ı anmayı -dolayısıyla Hakikat bilincini- dünya ya da nefsin yeri ne koyar veya dünya ya da nefsin belirli bir güçlüğünün yerine koyar.
Üçüncü olarak erdem yoluyla; kişi nefsin dünya gibi zahiri oluşuyla bağlantılı olarak nefs ve sefilliklerinden kendi Merkezine çekilerek kurtulur.
Bunlar üç mükemmellik ya da üç kaidedir. Akıl mükemmelliği, irade mükemmelliği; ruh mükemmelliği.
Kendi ruhumuz bile bize ait değildir ve sadece bunu bildiğimiz ölçüde ona tam bir şekilde ulaşabiliriz.
Güzellik, İlahi Saadetin bir yansımasıdır; Allah Hakikat olduğu için O'nun Saadeti'nin yansıması da tüm güzelliklerde bulunan mutluluk ve hakikatlerin bir yan sıması olacaktır.
Erdem, insanın içinde kendini unuttuğu İlahi bir rayihadır.
*
Hakikat ve Kutsiyet; tüm değerler bu iki ifade için dedir; sevmemiz ve olmamız gerekenlerin tümü.
Allah, O olan ne varsa O iken, biz biz olan ne varsa onunla Allah'ı bilmeli ya da O'nu sevmeliyiz; Obje'nin evsafı süjeninkini oluşturur. Allah'ı "bilmek", mümkün olduğunca mükemmel bir şekilde O'nun bilincine sahip olmaktır; Allah'ı "sevmek", mümkün olduğunca mükem mel bir halde O'na yönelmektir.
Allah huzurunda sorumluyum ruhumdan; geri kalan her şeyi O'nun ellerine bırakırım. Yani ilkin başkalarının yaptıklarından sorumlu değilim; ikinci olarak dünyayı değiştiremem ya da her hatayı kaldırıp atamam ve bunun için de üzülmem.
Allah huzurunda sorumluyum ruhumdan, bu sebep le manevi ve içtimai vazifelerimden de; elzem olanla olmayan arasında ya da Gerçekle gerçek olmayan arasın da ayrımda bulunurum. Geri kalan her şeyi Allah'ın elle rine bırakırım: tevekkül ve itimat böylesi erdemlerdir işte.
Tüm kötülüklerin kökünde kibir vardır; erdem ise aslında benliği gerçek yerine yerleştiren eşyanın tabiatının bilincidir.
Hakikatsiz iman dalalettir. İmansız bilgi münafıklıktır. Erdemsiz uğraş kibirdir ve uğraşsız erdem beyhudedir.
*
Erdemler olmadan kalbe hiçbir geçiş yoktur.
*
Erdem, fıtratımızla ya da irademiz yoluyla, kolaylıkla ya da güçlükle ama her zaman Allah'ın lütfuyla iştirak ettiğimiz ilahi Güzelliğin bir tayfıdır.
Saadet, din ve şahsiyettir; iman ve erdemdir. İnsanın kendi sınırları içinde saadeti bulamaması bir vakıadır; insanın tabiatı onu kendini aşmaya mahkum eder, ken dini aşmada ise kendisini hür bırakmaya mahkum eder.