İnsan-Allah ilişkisi, inananlar için bir mecburiyettir. Bu mecburiyet, mümini ‘kalb-i selim’ e ulaşmakla mükellef kılar. Allah’ın Kur’an’daki beyanı da bulur. Bir müslümanın ‘ kalb-i selim ‘ e ulaşması, ne cemaatin ne cemiyetin işidir, bu kişiye özeldir yani ‘ zat’ a mahsustur. Dolayısıyla, insan-Allah ilişki bağlamında, kazanç ve iktidar düşüncesi olmadığı için, bu ilişki hasbîdir ve inananların Allah adına örgütlenmesin de söz konusu değildir. Şayet, insan-Allah ilişkisinde din, parayla, kudretle, iktidarla ilişki içinde olursa, bu yolda ‘ kalb-i selim’ bir hedef olmaktan çıkar, yapılan işler de gayretullaha dokunur. Özellikle, bu ilişki bağlamında, Hz. Muhammed, kudret-iktidar ilişkisi ortaya koymamıştır.
Neysem O Olmak İstemiyorum
Artık, bütün in sanların duyumsadıkları, ama bildiğimce, hiç kimsenin bugüne dek yazmadığı bir iç çekişin kusursuz bir anlatımıdır.
Sen Kimsin? bizim, -içinde bulunduğumuz koşulların, kendileri de 'hiç kimse' olmayan başkalarının bize verdikleri aldatıcı kesinliğin dışında 'hiç kimse' olmadığımızın korkunç keşfine gön derme yapmaktadır.
Ruh Dilencisi'nde bir başka buluş, sıradan, belir siz bireyin keşfi karşımıza çıkıyor.
Başkasının Yerine Canına Kıymak, bir başkası nın yerine gönüllü olarak ölen otuz üç yaşında bir adamın yararsız özverisini anlatıyor; henüz uzak olan İsa'nın Öyküsü'nü sezdiriyor. KaçanAyna'da ,ikidüşüncebirleşiyor:Duranza man düşüncesiyle, doyumsuz, sonsuz bir uya nıklık dizisi olarak düşünülen yaşam düşüncesi.
Kaçan AynaGiovanni Papini · Dost Kitabevi Yayınları · 20081,408 okunma
İnsanlar; yaşamınızın tümü, sizin kendi kendinizi lanetlemek için tasarladığınız korkunç bir oyundur; sizin bu kaçan aynaya doğru koşuşunuza yalnızca şeytanlar güler!"
"İnsanlar; yaşamı ölüm için yitiriyoruz, gerçek olanı, imgelemsel olan için tüketiyoruz, günlere, salt bizi onlara benzer başka günlere taşımaktan başka bir değeri olmayan günlere götürdükleri için değer veriyoruz...
Yazar kalemi kendisine sürekli baş kaldıran kişidir yazarın sürekli derdi kalemini kendi denetimi altına almaktır bu dert ve onun doğurduğu çaba sürdükçe kişinin yazarlığı da sürer kalemini tümüyle kendi denetimine soktuğunda ise yazarlığını da sona erdirmiş olur yani iyi yazar kalemine en az sözgeçirebilen yazardır yazar en baştan zamana aykırı düşen kişidir yazma ancak zaman içinde oluşan bir şeydir oysa yazar baştan ve sonuna dek zamansız olmak ister demek ki yazar en baştan kendi kendisine aykırı düşmüş kişidir.
Bunca yıl yaşadın; zaman oldu, anlamlı yaşadığını bile sandın; ama, anlayamadın yaşamının anlamını sana kendi anlamıyla gelmedi yaşamın.
Ancak, şimdi, işte…