Bırak sen anlatma! Çok eski günlerde, tanıdık yağmurların pencerelerden çekildiği bir öğle sonrası, güneşin kavurduğu caddelerde çocuklar bisikletle dolaşırken, dingin denize karşı hüzünlenen, kuş seslerinin bahçede kaldığı balıkçı evlerinden birinin tül perdeleri havalanan serin bir odasında uyuyorken düşleyeyim seni...