Mayk’ın çocukluk arkadaşı Lippy Sullivan, hunharca bıçaklanarak öldürülmüştü. Görünürde, hiçbir geçerli nedeni yoktu bu cinayetin. New York’un yoksul sokaklarında her gün işlenen yüzlerce cinayetten biri gibiydi ilk bakışta...
Mayk Hammer’in içinde intikam ateşi yanmaya başlamıştı yine. Ama ne yapacağını, işe nereden başlayacağını bilemiyordu bu kez...
Derken, metroda bulunan bir cesetle, resmi çevrelerde tansiyon iyice yükseldi. Zavallı Lippy’nin öldürülmesi önemini yitirmiş, ‘faili meçhul cinayetler’ arasına atılıvermişti dosyası. Amerikan ve Sovyet heyetleri ‘doruk’ toplantıları yapıyor, kamuoyu, bu ani ‘yumuşama’nın mantığını kavrayamıyordu. Bir tek Mayk Hammer’di, Lippy Sullivan cinayetinin peşini bırakmayan...