"Öz-çıkara sahipseniz, o zaman siz kaçınılmaz olarak dar, yetersiz, zavallı bir zihne sahipsiniz demektir. İyi bir iş yapıyor olabilirsiniz, başkalarına cömertçe yardımda bulunuyor olabilirsiniz veya sözüm ona mutlu bir evliliğiniz olabilir; aşktan bahsedebilirsiniz, karınızı, çocuklarınızı veya dostlarınızı seviyor olabilirsiniz ama bu yıkıcı öz-çıkara sahipseniz mülkiyete, mevkiye, paraya ve güce büyük önem veren sıradanlık damgası yemişsiniz demektir. "
Bizim hayat dediğimiz varoluş tarzı, insanın bu bitmeyen muazzam koşuşturmacası, sonu gelmeyen çatışma, aldanış, çürüme: Bu mudur yaşamak? Bizim yaşam dediğimiz şey bu; bunu biliyoruz, buna aşinayız,bu bizim gündelik varoluşumuz. Ve ölüm bunların hepsinin sonu demek, düşündüğümüz her şeyin sonu, biriktirdiğimiz,keyif aldığımız her şeyin sonu. Ve biz bütün bunlara bağlanmışız. Ailemize, paraya, bilgiye, onlarla yaşadığımız inançlara, ideallere bağlanmışız; bütün bunlara bağlanmışız. Ve ölüm diyor ki: "Bunların sonu geldi, ihtiyar."