Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salih Bozok'un Anıları

Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor

Can Dündar

Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor Sözleri ve Alıntıları

Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor sözleri ve alıntılarını, Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor kitap alıntılarını, Yaveri Atatürk'ü Anlatıyor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlamlı:)
Bir Fransız şair hayatı şöyle betimliyor: La vie est bréve, - hayat kısa Un peu d'amour, - biraz aşk Un peu de réve, - biraz hayal Et puis, bonjour! - ve sonra günaydın La vie est vaine, - hayat boş Un peu d'espoir, - biraz umut Un peu de haine, - biraz öfke Et puis, bonsoir! - ve sonra iyi akşamlar Salih bunları ezberle; ve sen hayatı nasıl anladınsa ona göre, bunlardan birini benimse.
Makamınız da gözüm yoktur. Ve o makamı kendime çok küçük görürüm. Benim düşüncem ve emelim çok büyüktür. Eğer makamınızda gözüm olsaydı orasını çoktan işgal ederdim!
Reklam
Her göz, bu yolun sonunda dumanlı bir manzara sunan geleceği görüyor ve anlıyor.
Atatürk ve İzmir
"Bilir misin çocuk dedi. 1905 yılının Şubat ayıydı. Ali ve Müfit ile beraber bizi Şam'a sürmüşlerdi. İstanbul'dan kalkan Nemse vapuruna binip Beyrut'a gitmek üzere yola çıkmıştık. Vapur yolcu almak üzere Punto'da (Alsancak - İzmir) mola verdi. Biz de vapurdan inip bir atlı araba tuttuk. İzmir'i ilk görüşüm o senedir. Arabayla şöyle sahil boyunca dolaştık. Hatta bir ara Pasaportta bir lokantaya oturmaya niyet ettik ancak vapuru kaçırırız diye cesaret edemedik. O zaman güzel İzmir'in en güzel yerleri hep yabancıların elindeydi. Ne mutluyum ki İzmir'i yeniden Türk kılmak bana nasip oldu. Kız kardeşi Selanik'i kaybettik ama İzmir bizim oldu."
Ve işte, bazen pek mutlu günler yaşatanlar tersini hissettirmekten tat duyarlar.
Bugünkü durumumu Gazi'ye borçluyum. Beni her şeye eriştiren hep odur. Namusumu, hayatımı, onur ve şerefimi kurtarmış olduğu için, bütün milletin namuslu çocukları gibi benim de bundan dolayı Gazi'ye büyük bir minnetim vardır.
Reklam
..çünkü, güneşin sürekli ışığı altında yaşayanlar, uzun süre karanlığın ne korkunç bir uçurum olduğunu bilmezler.
dönemin ruhunu iyi anlamamız gerekiyor
Orduyu siyasetten ayırmak ve onu devrin icap ettirdiği fenni tekamülat ile kuvvetlendirmek ona bir ideal olmuştu.
Bilirsin, ben askerliğin her şeyinden çok sanatçılık yanını severim.
Trikopis, "Beni yaverlerim dahi yalnız bırakarak yanımdan kaçtılar. Ben intihar etmeliydim" deyince, M. Kemal Paşa, İsmet Paşa'ya hitaben, "Kumandanlar yorgundur. Kendilerinin istirahatlarını temin buyurursunuz" deyince ayağa kalktılar. İsmet Paşa ile Yunan kumandanları da ayağa kalkarak Atatürk'ü başlarıyla selamladılar. Atatürk birer birer ellerini sıkarken Trikpois'e, "Bizim misafirlerimizsiniz, her suretle emin ve müsterih olabilirsiniz. Bir arzunuz olursa bize bildiriniz" dedi. Trikopis İstanbul'da bulunan refikasını (eşini) hayat ve sıhhatinden haberdar etmek istediğini rica etti. Paşa da adreslerinin öğrenilmesini ve bir gün sonra Hilal-i Ahmer (Kızılay) vasıtasıyla ricalarının yerine getirileceğini emir buyurdular.
Reklam
Türk subaylarının, Türk askerlerinin kahramanlığı dillere destandır. Şüphesiz Türk ordusunu, dünyanın en cesur ordusu saymakta abartma yoktur. Bunu yalnız biz Türkler ileri sürmüyoruz; bütün dünya bu gerçeği söylüyor.
Bir işe başlamadan önce çok düşünmek ama bir defa başladıktan sonra tereddütsüz, hızla sonuca yürümek konusundaki prensibimi bilirsin.
Salih Bozok Anlatıyor;
"Bu kadar kan dökerek milletin elde edip sağlamlaştırdığı egemenliğin korunması ve savunulması için, gerekirse annemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Milli egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun."
"Arkadaşlara söyle, sakın meyus olmasınlar, çalışmakta devam etsinler. İnsan çalışmaya karar verdikten sonra yerin ve zamanın ehemmiyeti yoktur. Ben İstanbul'da da aynı ısrarla çalışacağım."
İnkılabımız bir tesadüften veya vaziyetin icabından değil, yıllardan beri düşünülerek varılan karardan doğmuştur.
416 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.