Yavuz
Okay TiryakioğluSayfa Sayısına Göre Yavuz Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Yavuz sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yavuz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern zamanlar ve ışıltılı nimetleri içimizdeki karanlığı artırır.
Sayfa 6Kitabı okudu
Okuyunn
"Şunu hep hatırlayalım ki hayatın gri ayrıntıları bizi boğar, televizyon, bilgisayar oyunları ve internet gibi suni yüzeyleri, bu gri düzlemin üzerindeki farklı renkler olarak görmeyin. Bize yalan söylüyorlar. Modern zamanlar ve sahte ışıltılı nimetleri içimizdeki karanlığı artırır. Ancak okuyarak aşabileceğimiz bu devasa kara deliğin dışına çıkın."
Sayfa 6Kitabı okudu
"Tilkinin biri, gün doğarken gölgesine baktı:
'Öğlene bir deve yiyeceğim bugün,' dedi. Ve bütün sabah deve arayarak dolaştı durdu. Öğle vakti gölgesini bir kez daha görünce, dedi ki: 'Fare de olsa yeter bana.' "
-Halil Cibran(Tilki)
Sayfa 9 - Timaş Yayınları
Halil Cibran
"Tilkinin biri, gün doğarken gölgesine baktı:
Öğlene bir deve yiyeceğim bugün, dedi. Ve bütün sabah deve arayarak dolaştı durdu. Öğle vakti gölgesini bir kez daha görünce, dedi ki: Fare de olsa yeter bana."
Sayfa 9Kitabı okudu
"Tilkinin biri, gün doğarken gölgesine baktı: 'Öğlene bir deve yiyeceğim bugün' dedi.Ve bütün sabah deve arayarak dolaştı durdu.Öğle vakti gölgesini bir kez daha görünce , dedi ki : 'Fare de olsa yeter bana.' "
Halil Cibran
Sayfa 9Kitabı okudu
"Hangi zamandan kaldığı meçhul eski bir kederin buğusu yayılıyordu asalarına yaslanan ihtiyarların dişsiz ağızlarından."
Sayfa 10Kitabı okudu
Abisi Şehzade Ahmet'e
Selim, çatılı kaşlarının ortasında beliren yumuşak gölgeyi karartan bir hırsla, "Eğer sultan ben olursam," diye karşılık verdi yüksek sesle, "seni yay kirişiyle boğduracağım!"
Sayfa 17Kitabı okudu
İmparatorluklar çağındaki dünyanın tüm hanedanlarında yaşananlara benzer bir gerginlikti bu aslında. Bir prens ya da şehzade, öncelikle kendi kardeşine karşı temkinli olmak zorundaydı. Ancak Türk beylikleri geleneğinden gelen Osmanlı hanedanında bir veraset kanunu olmadığı için, tahta kimin çıkacağı 'Allah'ın hak edene bağışı' itikadi geleneğine bağlıydı. Bu, onları diğer imparatorlukların nispeten temkinli yapısından hariç tutuyordu. Şehzade kendini göstermeli, halk ve ordu üzerinde etkili olmayı bilmeliydi. Gerisi bunların getirisi olan ilişkilere ve gönül borçlarına kalıyordu. İşte bu sebeple, ömürleri oldukça birbirlerinin celladı olma ihtimali bulunan kardeşler arasındaki yakınlığın tam olarak tesis edilmesi de mümkün olmuyordu.
Sayfa 18 - Timaş Yayınları