Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazı, İmge ve Gerçeklik

Rasim Özdenören

Sayfa Sayısına Göre Yazı, İmge ve Gerçeklik Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yazı, İmge ve Gerçeklik sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yazı, İmge ve Gerçeklik kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstidat
Her gün herkesin, hepimizin önüne farkına vardığımız veya varmadığımız fırsatlar çıkıyor. Bunların bazılarının, söylediğim gibi, farkına bile varmıyoruz. Bir kısmının farkına varsak, bu kez de, o fırsatı kullanıp kullanmamak bizi ırgalamıyor. Bizi ırgalayanlar, bizim ancak içimizden gelen, bizi dürtükleyip duran, dışa vurmak için fırsat kollayan türdeki fırsatlardır. Bu demektir ki, biz ancak, bizim istidadımızla aynı tınıda titreşen fırsatlara açık bulunuyoruz ve ancak aynı tınıyla titreştiğimiz fırsatları fırsat sayıyoruz.
Sayfa 7 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okudu
Sahneye çıkması gereken sanatçı, az önce annesinin öldüğünü işitmiştir; ancak salon seyirciyle doludur, onların mazeret dinlemeyeceği düşünülmektedir, böylece, sanatçı bağrına taş basarak sahneye çıkmak ve seyircisini eğlendirmek zorundadır! O anda, kimsenin aklına, seyirciden özür dilemek gelmiyor. Çünkü bu özürün kabul edilip edilmeyeceği bilinmiyor. Bu özür kabul edilebilir bulunsa bile, mazeretin maliyeti göze alınamıyor ve sonuçta sanatçı feda edilerek program yerine getiriliyor. Burada, insanı rahatsız eden bir şeylerin varlığı duyumsanmıyor mu?
Sayfa 9 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Her gün herkesin, hepimizin önüne farkına vardığımız veya varmadığımız fırsatlar çıkıyor... Farkına varsak, bu kez de, o fırsatı kullanıp kullanmamak bizi ırgalamıyor. Bizi ırgslayanlar, bizim ancak içimizden gelen, bizi dürtükleyip duran, dışa vurmak için fırsat kollayan türdeki fırsatlardır. Bu demektir ki, biz ancak bizim istidadımızla aynı tınıda titreşen fırsatlara açık bulunmuyoruz ve ancak aynı tınıyla titreştiğimiz fırsatlarr fırsat sayıyoruz.
Sayfa 11 - İz YayıncılıkKitabı okudu
"O çocuğun eline bir fırsat geçmemişse veya geçmiş olsa bile o fırsatı değerlendirilebilmesi için bir biçimde önü kesilmişse, onun o konudaki mahareti sönüp gitmiştir."
Ölümsüz olduğu (sınırsız olduğu) farzedilebilecek bir hayatın, aynen bir ekonomi kuralının söylediği gibi, değeri de olmazdı. Bir şeyi değerli kılan onun nedret halinde (nadir) oluşu keyfiyetidir. Bir şey istendiği kadar ve herkese yetecek kadar varbulunuyorsa (eskiden buna örnek olarak hava ve su gösterilirdi, bazan da toprak ...) o şeyin ekonomi yönünden değeri bulunmadığı da kabul edilmiş olur. Sonsuz hayat (ölümsüz hayat) da, aslında değersiz birşey olurdu. Bu yüzden hayata değerini ve anlamını veren olgunun ölüm olduğunu söyleyebiliyoruz.
Sayfa 14 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okudu
"Kendini yazar olarak gören kimse, yazıyla ifade etmediği zaman kendini görevini ifada ihmale düşmüş biri olarak görüyorsa, bence o kişiye yazar dememiz gerekiyor."
Reklam
Kendini yazar olarak gören kimse, yazıyla ifade etmediği zaman kendini görevini ihmale düşmüş biri olarak görüyorsa, bence o kişiye yazar dememiz gerekiyor.
Sayfa 17
Yazar
Kendini yazar olarak gören kimse, yazıyla ifade etmediği zaman kendini görevini ifada ihmale düşmüş biri olarak görüyorsa, bence o kişiye yazar dememiz gerekiyor.
Sayfa 17
Yazı
Bu demektir ki, bir düşüncenin yazıyla bir enstantene halinde sabitleştirilmesi, onun tek boyuta indirgenmesine değil, bilakis çeşitlenmesine yol açar: gelip geçici olan bir düşünce, bir anın içinde sabitleştirildiğinde, onun o sabitleştirilmiş çerçevesi içinde durup düşünme imkânını ve fırsatını ele geçirmiş oluruz.
Sayfa 19
Yazı
Epikür'ün, ben yaşarken ölüm yoktur, öldükten sonra da ben yok olurum, dolayısıyla hayatta olan birinin ölümle temas etme imkânı mevcut değildir, mealinde aktarabileceğimiz düşüncesi, aslında kendini aldatmaktan başka bir işe yaramıyor.
Sayfa 20
150 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.