Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazının Sınırları

Tahsin Yücel

Yazının Sınırları Sözleri ve Alıntıları

Yazının Sınırları sözleri ve alıntılarını, Yazının Sınırları kitap alıntılarını, Yazının Sınırları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kristeva'nın:Okuyanla okunanı birbirine karıştırarak, her yazın yapıtı için sonsuz sayıda okumanın ve sonsuz sayıda anlamın varlığını varsaydığını bilşyoruz.
Alplerin genel görünümünü çıkarmak istiyorsak, önce belli bir nokta seçmemiz gerekir. Ferdinin de Sassure
Reklam
Her şey önceden, yapıttan önce varolan düşünde bulunsaydı, sanatçının daha fazlasını bilmek için yapıta ne gereksinimi olacaltı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu? " derken, Jean Rousset de aynı düşünceyi vurgular, yani yazınsal gerçeğin yapıtla başlayıp yapıtla oluştuğunu.
Yetişim ya da yetiştirim sürecinin kişinin kendi kendine yolculuğu olarak tanımlandığı ve bu yolculuğun sonunda tamamlandığı söylenebilir. Kahraman, altı ay bir güz" süresince, gece gündüz ilerlemesine karşın, "bir arpa boyu" bir yol gitmesi de bundandır kuşkusuz, ne yana yönelirse yönelsin, hep kendi kendine, kendi kimliğine, kendi benliğine doğru yol aldığı içindir.
"Öz bilincin bilincine varmamı yazın sağladı." . Peter Handke
Bir yazın adamı için, yalnızca gerçeği yansıtmanın değil, gerçeği bulmanın yolu da yazma sürecinden geçer Proust'a göre, gerçek, hiç değilse en iyi örneklerinde, öncelikle yazma sürecinde belirlenmeye başladığına göre de yazın gerçeğinin önceden verilmiş gerçekle aynı şey olduğunu kesinlemek zordur. "Her şey önceden, yapıttan önce varolan düşüncede bulunsaydı, sanatçının daha fazlasını bilmek için yapıta ne gereksinimi olacaktı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu?" derken, Jean Rousset de aynı düşünceyi vurgular, yani yazınsal gerçeğin yapıtla başlayıp yapıtla oluştuğunu.
Reklam
"Anlamak, anlamak, yalnızca anlamak, ne pahasına olursa olsun ve elden geldiğince çabuk anlamak; gerisi kendiliğinden gelir."
Proust'un Yazın'ın gerçek yaşam, en sonunda bulgulanan ve aydınlatılan yaşam, dolayısıyla gerçekten yaşanan biricik yaşam "× olduğunu söylemesi bundandır.
Proust'un yansıtma sürecini önceden verilmişin yüzeysel anlamda bir yeniden düzenlenmesi, süslenip yeniden etkinleştirilmesi olarak görmediği açıktır. Bunun en canlı örneğini de kendi yapıtıyla ortaya koyar : bu yapıtta geçmiş yaşamını canlandırmayı amaçladığı düşünülürse, anlatı sanatını gerçeklere yüz çevirerek bir düş oyununa dalma olarak anlamadığı kesindir ; ama yapıtının önceden verilmiş olanın, hele kendi yaşamı söz konusu olduğuna göre, fazlasıyla bilinen bir yeniden sunulması olmasını istemediğini de her şeyden önce romanın adı kanıtlar : Yitik Zamanın ardında :geçmişin anlatılmasından, anımsanmasından önce aranması,, daha da iyisi, araştırılması söz konusudur Proust için.
Anlatmaya başlamak, aynı zamanda bu sorunsala çözüm aramaya başlamaktır.
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.