Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yedi Evin Sırları

Alev Aksoy Croutier

En Eski Yedi Evin Sırları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yedi Evin Sırları sözleri ve alıntılarını, en eski Yedi Evin Sırları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şunu önceden bilin ki, bu kitapta ne müthiş bir serüven, ne olağanüstü bir av, ne bir keşif, ne de bir tehlike öyküsü var; pembe bir çölün sonsuz coşkusu içinde salınarak yürüyen bir devenin yavaşlığıyla ağır ağır ilerleyişin hayali var sadece." PIERRE Loti Çöl
"Peçe düşüp çehre göründüğünde yüzlerce sır malum olacak." FERİDEDDİN ATTAR, Mantık-ut-tayr
Reklam
Bir zamanlar burada, Olimpos'un sakinleri kadar eski ve onlar kadar ünlü Smyrna şehrinde, tanrılar bir kralın kızını -babasıyla seviştiği için-sakız ağacına dönüştürmüşler. Günahın ürünü olan aşk çocuğu Adonis ağacın yarılan gövdesinden doğmuş. Oğlan o kadar yakışıklıymış ki, aşk tanrıçası Afrodit onu sevgilisi olarak seçmiş. Onun tek gerçek aşkı Adonis olmuş. Bir ağacın meyvesi. .
Ben Smyrna'da 1890'da inşa edildim, Esma'nın doğduğu yılda. Pelin ağacından yapılmış, Viktoria tarzında, çok odalı, zarif bir evim. Sırtımı bu dünyaya ait olmayan koyu renkli bir kayaya yaslarını; söylentiye göre gökten indirilmiş olan ve yöreye adını v eren bir mağma taşına: Karataş .
Kimileri bahçemdeki sakız ağacının Adonis ağacının ta kendisi olduğuna inanır. Onu kutsal sayar, kırılmış dallarına adaklar a dar, alçakgönüllü sunular bırakırlar. Kimilerine göreyse doğa güçlerinin ortadan çatlattığı, sıradan bir sakız ağacıdır o. Yıllar geçtikçe ısrarlı dalları önce Esma'nın, sonra Amber'in odasına doğru serpildi ve ağaç esrarengiz olayların merkezi haline geldi.
Hayatımın ilk yirmi sekiz yılında, burada üç karısı, çoluk çocuğu ve hizmetçileriyle birlikte bir paşa yaşadı. Paşa kendisi, altın-da kayıkhanenin bulunduğu müştemilat binasında kalır, uhrevi işlerle uğraşırdı. Vicdansız, beneil, kibirli bir herifti. Beyaz afyon çiçeği yetiştirir, talihsiz insanları aşağılardı. Dünya Savaşı'ndan sonra, Paşa işlediği savaş suçları nedeniyle Kars'ın buzlarla kaplı sür-gün diyarlarına gönderildi. Derler ki paşa oralarda daha da iğrenç suçlar işlemiş. Huylu huyundan vazgeçmez derler. Bu da başka bir öyküdür .
Reklam
Paşanın haremindeki kadınlar, birdenbire geçim kaynaklarını kaybedip gidecek bir yerleri ve bana bakacak paraları olmadan ortada kalınca, şatafatlı giysilerini, nadide porselenlerini ve paha biçilmez eşyalarını geride bırakarak apar topar beni terk etmek zorunda kaldılar. Esma işte tam o anda ortaya çıktı. Bir mucize gibi, 'tam kadınlar gitmek üzereyken o geliverdi.
Başlarını sokacak bir yerleri yok. Evi yarın şafakla birlikte terk etmek zorundalar." Esma adamı duymazlıktan geldi ve harem dairesine döndü. Hanımlar kahve ve şekerleme ikram ettiler. Onlar mıhlanmış gözlerle Esma'yı izlerken, Esma eldivenlerini çıkardı, ceviz büyüklüğünde bir safir yüzüğü -sayısı gittikçe azalan son mücevherlerinden biri-parmağından sıyırıp Başkadın Efendinin parmağına geçirdi. Yüzük kadının parmağına tam oturdu. "Evin bedeli," dedi Esma. Yaşlı kadın ağlamaya başladı, minnet duygularıyla Esma'nın elini öpmeye yeltendi, ama Esma buna izin vermedi. Kollarını kadına doladı ve hıçkırıkları dininceye kadar ona sarılı kaldı. İşte o andan itibaren Esma'yla ben ayrılmaz bir ikili olduk. Ölümden sonra bile .
Derken, birer birer merdivenlerden inip hamama koşturuyor, ılıklık bölümüne giriyorlar. Orada soyunup takunyalar giyiyor, yumuşacık havlulara sarınıp terleme odasına giriyorlar. Orada gün boyu yayılıp yatıyorlar. Gümüş renkli bir sis içinde, memeleri ve kalçaları saçılmış, mermer kurnalardan kepçe kepçe sular doldurarak, daracık giderlere oluk oluk kınalı sular akıtarak, kıllarını döktükleri kötü kokulu, çamurlu suları yasemin ve lavanta parfümleriyle karıştırarak, sahte kahkahalarının su buharıyla susturularak hamamın kubbesine doğru lokum pembesi renginde yükselmesini seyrediyorlar. Birbirlerinin vücutlarını ponza taşı ve lifli keselerle ovarak, gökkuşağı rengindeki sulara, ayaklarının altından yumurtadan yeni çıkmış kurbağalara benzeyen sicim sicim kirler akıtarak yıkanıyorlar. Ayrı bir köşede, yaşlı kadınlar bakır kaselere mavi toz döküyor ve hazırladıkları çiviti fosforlu bir parlaklık alsın diye beyaz saçlarına sürüyorlar. Sonra mermer kurnada iç çamaşırlarını yıkıyorlar.
Kadınlar birbirlerini seyrediyorlar. Yaşlı kadınlar genç kızların bedenlerini seyretmekten zevk alıyorlar. Ama onların pırıl pırıl ciltlerini, bebek emzirmemiş memelerini, bozulmamış mahrem yerlerini kıskanıyorlar aynı zamanda. Genç kızlar kem gözlerden korunmak için bileklerine nazar boncukları takmışlar. Gözleri kat kat kırışıklık dolu bedenlere, çeşit çeşit memelere, bacakların birleştiği yerdeki v şekillerine mıhlanan çocuklar ise ağızları bir karış açık, herkese bakıyorlar
131 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.