Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yedi Evin Sırları

Alev Aksoy Croutier

Öne Çıkan Yedi Evin Sırları Gönderileri

Öne Çıkan Yedi Evin Sırları kitaplarını, öne çıkan Yedi Evin Sırları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Yedi Evin Sırları yazarlarını, öne çıkan Yedi Evin Sırları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Senin eski göz ağrın Erol şimdi Arkos'un başkanı oldu," dedi Kamile. Kızına takaza etmek için hiçbir fırsatı kaçırmazdı. " Eğer burada kalsaydın Türkiye'nin en kuvvetli, en zengin adamlarından biriyle evli olabilirdin şimdi. Nice seçkin aile seni bir z amanlar oğullarına gelin almak istediklerini söyler bana hala. Onlardan birine varıp şimdi kraliçeler gibi yaşayabilirdin." "Yok canım! Zengin bir oğlanla evlenip, kayış gibi yanmış bir ten ve altın takılarla dolaşan, davranış bozuklukları gösteren, sorunlu çocukları olan gerzek bir sosyete karısı mı olsaydım yani. “
Sayfa 202Kitabı okudu
Melike dudaklarını ısırdı ve duygularını anlatmaya çalıştı. "Seni korumak istemiştik. Bir gün nefret geri dönerse senin kırılmanı istemiyorduk Hatırlamak istemediğimiz o kadar çok şey gördük geçirdik ki! Hatırlamak onları Peri getirir. Bazı şeyleri hiç bilmemen en iyisi." “ Anneanne ve torun kollarını birbirlerine dolanmış durumda öylece yattılar; sonunda uyuyakaldılar. Besbelli ki bu sırlar buraya aitti. Amber, kendi hayatının en büyük sırrını henüz keşfetmemişti. “
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Üstü açık bir otomobil, Alsancak civarındaki konakların, evlerin önlerinden geçti. İçindeki adam keskin bakışlarıyla tüm kalpleri bir anda fethetti. Dev afişleri şehrin her yanını sarmıştı: Mustafa Kemal. Türklerin atası. Vatanı sultanların istibdatından, Müttefik ordularının ihtirasından kurtaran büyük adam. Gelibolu kahramanı. Yeni tanrı. Sarışın kurtarıcı. Büyük reformların adamı. Kemalizm.
Jüri tam oyunu kullanacağı sırada kapı açılmış ve frakı, silindir şapkası, beyaz peleriniyle o içeri girmiş. O müthiş sihirbaz! Derler ki, Ayda'ya bir an bakmış, sonra bütün gece boyunca çevresindeki hiçbir şeyle artık ilgilenmemiş. Ayda, işte bu büyük adamın, Atatürk'ün önünde eğilmiş. O da Ayda'nın başına altın renkli tacı yerleştirmiş.
Muhtemel bir rakibin görünmez tehdidini sezinleyen Esma, tanrısına dua etti. "!kinci oğlumu, en gözde oğlumu da, çiçek özü emen bir cadıya kaptırmanın acısından esirge beni Allahım. Kızın cazibesine oğlumun gözlerini kör et." Hiç kuşkusuz, K amile'nin büyük bir cazibesi vardı, belli ki bitkiler, çiçekler dünyasıyla bağlantılıydı. Memba şimdiden zehirlenmişti bile. Heyhat, Tanrı Esma'nın dualarına hiç aldırış etmedi. Ne de Şeytan onun diken dilli lanetlerine kulak astı. Alaaddin'den gelen mektuplar gitgide seyreldikçe, Kadri artık annesinin ayaklarını öpmez olunca, Esma teslimiyete ve yalnızlığa boyun eğdi. Birkaç hafta sonra, pırlantalarla bezeli paha biçilmez bir zümrüt yüzük, Esma'nin en son mücevheri, Kamile'nin parmağını süsledi. Ondan kısa bir süre sonra da, Kamile'nin kendisi bizi şereflendirdi.
Kadınlar birbirlerini seyrediyorlar. Yaşlı kadınlar genç kızların bedenlerini seyretmekten zevk alıyorlar. Ama onların pırıl pırıl ciltlerini, bebek emzirmemiş memelerini, bozulmamış mahrem yerlerini kıskanıyorlar aynı zamanda. Genç kızlar kem gözlerden korunmak için bileklerine nazar boncukları takmışlar. Gözleri kat kat kırışıklık dolu bedenlere, çeşit çeşit memelere, bacakların birleştiği yerdeki v şekillerine mıhlanan çocuklar ise ağızları bir karış açık, herkese bakıyorlar
Reklam
Hayatımın ilk yirmi sekiz yılında, burada üç karısı, çoluk çocuğu ve hizmetçileriyle birlikte bir paşa yaşadı. Paşa kendisi, altın-da kayıkhanenin bulunduğu müştemilat binasında kalır, uhrevi işlerle uğraşırdı. Vicdansız, beneil, kibirli bir herifti. Beyaz afyon çiçeği yetiştirir, talihsiz insanları aşağılardı. Dünya Savaşı'ndan sonra, Paşa işlediği savaş suçları nedeniyle Kars'ın buzlarla kaplı sür-gün diyarlarına gönderildi. Derler ki paşa oralarda daha da iğrenç suçlar işlemiş. Huylu huyundan vazgeçmez derler. Bu da başka bir öyküdür .
Ben Smyrna'da 1890'da inşa edildim, Esma'nın doğduğu yılda. Pelin ağacından yapılmış, Viktoria tarzında, çok odalı, zarif bir evim. Sırtımı bu dünyaya ait olmayan koyu renkli bir kayaya yaslarını; söylentiye göre gökten indirilmiş olan ve yöreye adını v eren bir mağma taşına: Karataş .
Anavatanına ancak yirmi beş yıl sonra döndü ilk kez. Son gelişinden birkaç ay önce ise babasını kaybetmişti .
Tutsak kuşunu kafesten uçurdu. Ne acı duydu ne kan geldi. Ona dayanılmaz gelen tek şey, bir daha asla eski ülkesinde yaşayamayacak olmasının verdiği acıydı. O artık bir sürgündü.
139 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.