Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yerden Göğe Kadar

Ömer Lütfi Mete

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Dünya bir imtihan yeri deriz ya, biz hocalar... Okul burası Seyfullah... Okul... Bu okulun bir tane ders kitabı var; o da hasret... Hasret öğretir bize herşeyi. Sevmeyi öğretir önce; sonra sevdiklerini daha çok, daha daha çok sevmeyi öğretir... Hasret bizi olgunlaştırır, layık ha le getirir... Sevdiklerimize hasretle layık oluruz."
Sanki "Bu eller miydi o korkunç kuvvetin manivelâları?" diyordu. "Şimdi niye böyle güçsüzler?.. Bir sonbahar yaprağını bile kaldıracak ol sam ağır gelecek... Neden böyle?"
Reklam
"Kimse göremiyor en kötü taraflarımı. Ben ki, birçok şeyi yaparken 'cesur ve güçlü adam böyle yapar' diye düşündüğüm için onları yapmışımdır. Yani inanmadığım halde, tam içime oturmadığı halde yapmışımdır... Bu yüzden, bazı insanlarla, bazı derin ve dürüst insanlarla aramda bir uçurum olması gerek. Bunu kaldırmak için benim aldatmayı bırakmam yetmiyor. Aldatmayı ne kadar azaltırsam, o kadar fazla aldatıldığımı tecrübeyle gördüm. Bu da korkularımı büyütmüştür... Öbür alemle ilgili korkularımı... Bir insan, kendisinden memnun olduğundan daha fazlasıyla başkaları tarafından hoşnutluk görüyorsa, bunda, hiçbir şekilde taşınamaz bir sahtekarlık vardır."
Buna göre sevgi zamanın ta kendisiydi ama geçmişe doğru anaya, geleceğe doğru da sevgiliye değil evlâtlara uzanıyordu. Sevgili ise şimdiki hâldi. Hayattı. Yaşanan ömürdü...
Nefret haksız olabilir. Ama haksızlık insanca bir şeydir. Nefret yanlış olsa bile insana has bir duygu.
Reklam
Oysa Alper için halledilmiş sadece bir tek mesele vardı ve belki de bu yüzden huzurluydu. O halledilmiş mesele neydi?.. Hayata karşı dayanılmaz bir bağlılığı hiçbir zaman duymamış olması mı? Belki bu, belki de kendisini çizginin ötesindeki yeriyle görebilmiş olması, buna inanması... En azından Ölümle daha önceleri de çokça burun buruna gelmiş biri olarak hayata ve dünyaya karşı yoğun bir tutkusu bulunmadığı herkesçe biliniyordu zaten. Ölümden sonrası için sürekli umutla korkuyu içiçe taşısa da, ha yata şiddetle bağlı olmayış, yükün yarısını atmak gibi geliyordu ona. Şükrediyordu böyle olduğuna. Kendi hüneri de saymıyordu. "Yaradılışım böyle, hayata ve dünyaya, bunların içindeki şeylere çok büyük sevgiler le bağlamamış beni yaradan..." diyordu. Öte yandan, ölüm sonrası için rüyalarında yaşadığı müjdeler, korkusunu azaltıp umudunu güçlendiriyordu. Buradan kendisine büyük bir destek bulmuştu. Sürekli, düş âleminde gördüğü yerleri canlandırıyordu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.