Bugün, müphem alanların, kullanılmayan toprakların ve şantiyelerin belirsiz çekiciliğinden bir şeyler barındıran köşeleri, birbirinden habersiz binlerce bireysel yolun kesiştiği aşırı kalabalık yerler, adımların birbirine karıştığı gar peronları ve bekleme salonları, serüvenin hâlâ ayakta kalmış olabilirliğinin, “olacakları görmek”ten başkaca bir şeyin beklenmediği duygusunun kaçak bir şekilde duyumsanabildiği bütün o rastlantı ve karşılaşma yerleri oluşturmuyor muydu?
Sayfa 8 - Kesit Yayıncılık