Doğru değil miydi ya, dünyaya babanın çatısının altında her şeye inanan tatlı bir çocuk olarak geliyordun, sonra kayıtsızlık günleri gelip çatıyordu ve perişan, sefil, yoksul, kör ve çıplak olduğunu kavrayıp tüyler ürpertici, acınası bir hayaletin imgesi eşliğinde ürpererek karabasanvari bir hayat yaşıyordun.