Yürümek - Evet
Thomas BernhardEn Eski Yürümek - Evet Sözleri ve Alıntıları
En Eski Yürümek - Evet sözleri ve alıntılarını, en eski Yürümek - Evet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın görüldüğü üzere, gittikçe kayıtsızlık ve ahmaklık bataklığı içinde mahvolmak zorunda olduğu ama sevdiği bir ülkeden gideceği yere karşı oluşan bunaltıdan artık çıkamayacağı ve açıkça söylemek gerekirse nefret ettiği ve insanı yavaş yavaş aynı biçimde mahvedecek bir duruma gireceği bir ülkeye gitmesi anlamsızdır
Her şeye sahip olmuş, her şeyi duymuş ve görmüş. Yetermiş bunlar. Artık kimseden bir şey duymak istemiyormuş. İnsanlar onu derinden iğrendiriyormuş. Bütün insan toplumu onu derin bir düş kırıklığına uğratmış ve düş kırıklığı içinde yalnız bırakmış.
Olağan dışı yeteneklerin bütün dünyada kaç milyonunun her gün yükseltilmediğini ve geliştirilmediğini ve en sonunda en üst düzeye çıkarılmadığını, bu yüzden de mahvolduğunu bilebilseydik.
İranlı kadına hiç çekinmeden ve gerçekten en pervasız üslubumla onun da bir gün kendini öldürüp öldürmeyeceğini sormuştum. Bunun üzerine gülmüş ve 'Evet' demişti.
Artık karar verme gücümüz yok. Bizim yaptığımız hiçbir şey. Aldığımız nefes hiçbir şey. Gidersek bir çaresizlikten diğerine gideceğiz. Gidiyoruz ve hep daha çaresiz olan çaresizliğe gidiyoruz.
Yürüyen birini uzun süre dikkatli gözlemlersek adım adım düşüncesine ulaşırız. Tıpkı bir insanın nasıl düşündüğünü uzun süre gözlemlediğimizde nasıl yürüdüğüne adım adım varmamız gibi..
Bir insanı umutsuz bir durumda gözlemliyoruz, durumun umutsuz olduğunu biliyoruz ve umutsuz durum kavramını da biliyoruz ama bu insanın umutsuz durumuna karşı hiçbir şey yapmıyoruz. Çünkü bu insanın umutsuz durumuna karşı bir şey yapamayız. Çünkü biz kelimenin tam anlamıyla böyle bir insanın umutsuz durumu karşında aciziz. Oysa böyle bir insanın ve onun umutsuz durumu karşısında aciz olmamak zorunda olduğumuzu kabul etmeliyiz, diyor Oehler.
Hangisi olursa olsun kendimizi bir ruh hali içinde görürsek, o ruh halinin de içindeyizdir. Böylece kendimizi gördüğümüz o hastalık halinin de içindeyizdir, kendimizi öyle gördüğümüz her halin içindeyizdir. Ve kendimizi gördüğümüz halin içinde rahatsız edilmemize izin vermeyiz.
Diye düşünüyorum..
Biz çarşambaları hep aynı yöne (doğuya)giderken, pazartesileri batıya yürüyoruz, dikkat çekici bir biçimde pazartesileri, çarşambaları olduğundan çok daha hızlı yürüyoruz, herhalde diye düşünüyorum..
Sayfa 3
.. duyduğumuzu sınarız, duyduğumuzu sınarsak, duyduğumuzun gerçek olmadığını söylemek zorunda kalıncaya kadar sınarız, duyulan yalandır.
Sayfa 6
Çünkü düşünülen her şey gereksizdir.
Sayfa 7
Öyle güzel anladım ki :))
Çekilmez durumları çekilir durumlara dönüştürdüğümüzü düşünelim, kısa bir süre sonra çekilmez durumları çekilir durumlara dönüştüremediğimizi anlamak zorunda kalırız..
Sayfa 7