Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zamanın Kısa Tarihi

Stephen W. Hawking

Zamanın Kısa Tarihi Gönderileri

Zamanın Kısa Tarihi kitaplarını, Zamanın Kısa Tarihi sözleri ve alıntılarını, Zamanın Kısa Tarihi yazarlarını, Zamanın Kısa Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Chandrasekhar, bir yıldızın yakıtını kullanıp bitirdikten sonra kendi çekimi ile çökmeden ayakta durabilmesi için ne büyüklükte olması gerektiğini hesaplamaya çalıştı. Düşüncesi şuydu, yıldız küçülünce madde parçacıkları birbirlerine çok yaklaşırlar ve Pauli dışlama ilkesine göre, madde parçacıklarının hızları birbirlerinden çok farklı olmalıdır. Bu da parçacıkları birbirinden uzaklaştırır ve yıldızı genleştirmeye çalışır. Şu halde yıldız, yaşamının daha önceki döneminde kütlesel çekimi ısı ile dengelediği gibi, kütlesel çekimi bu kez dışlama ilkesinden doğan itimle dengeleyerek kendini sabit bir çapta tutabilir. Fakat, Chandrasektar, dışlama ilkesinin de sağlayabileceği itimin bir sınırı olacağının farkına vardı. Görelilik kuramı, yıldızın içindeki madde parçacıklarının hızları arasındaki farkı, ışık hızıyla sınırlıyordu. Bu demektir ki, yıldız yoğunlaşınca dışlama ilkesinin neden olduğu itim, kütlesel çekimden az olacaktı.
Sayfa 95 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Bir yıldızın oluşumu, büyük bir miktar gaz kütlesel çekim kuvveti etkisinde kendi üstüne çökmesiyle başlar. Gaz kütlesi büzüştükçe, atomları gittikçe daha sık ve daha büyük hızlarla birbirlerine çarpar ve böylece gaz ısınır. Sonunda gaz öyle sıcak olur ki hidrojen atomları çarpışınca sıçrayacakları yerde birleşerek helyum atomları oluştururlar. Denetim altında patlatılan bir hidrojen bombasına benzeyen bu reaksiyonda salınan ısı, yıldıza parlaklığını verir.
Sayfa 94 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
T-bakışımına uymayan kuvvetler olduğu için, evren genişledikçe bu kuvvetlerin, elektronların karşı-kuvarklara dönüşmesinden daha çok, karşı-elektronların kuvarklara dönüşmesi gerektiği sonucu ortaya çıkar. O zaman, evren genişleyip soğudukça, karşı-kuvarklar, kuvarklardan daha çok kuvark olduğu için, geriye bir miktar kuvark kalacaktır. Bugün gördüğümüz ve bizi oluşturan madde budur.
Sayfa 91 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Varlığımızın ta kendisi, evrenin başlangıcında en doğal durum olarak düşünebileceğimiz kuvarkların karşıkuvarklardan daha fazla olmadığı ilk durumdan kuvarkların oluştuğu geriye doğru bir sürecin sonucu olabilir.
Sayfa 88 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
"Büyük Birleşik Teoriler'e göre (Grand Unified Theory), sıradan maddenin çoğunluğunu oluşturan protonların, kendiliğinden karşı-elektron (pozitron) gibi daha hafif parçacıklara dönüşebileceğini kuram tarafından öngörür. Böyle bir olayın gerçekleşebilmesinin nedeni, büyük birleşim enerjisi düzeyinde bir kuark ile karşı-elektron (pozitron) arasında bir ayrım olmamasıdır. " Bu tür teorilerde, kuarklar ve leptonlar arasındaki farkların kaynağı, farklı birleşimlerdeki aynı temel parçacıkların oluşumlarına dayanabilir. Örneğin, bazı Grand Unified Theory modellerinde, kuarkların ve leptonların her ikisi de SU(5) gibi birleşik bir simetri grubu altında birleşirler ve bu grup altında simetrik olarak birbirlerine dönüşebilirler.
Sayfa 87 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
How does the Earth orbit around the Sun?
Çekim alanlarına tanecik gözlükleri arkasından bakarsak iki madde parçacığı arasındaki çekim kuvvetinin, gravition (varsayılan kuvvet taşıyan parçacık) tarafından taşındığını zihnimizde canlandırabiliriz. Bu parçacığın kendine özgü bir kütlesi olmadığı için taşıdığı kuvvet uzun menzillidir. Dünya ile Güneş arasındaki çekim kuvveti, bu iki cismi oluşturan parçacıkların aralarında gravition değiş-tokuşu olarak görülebilir. Değiş-tokuş edilen parçacıklar gerçek olmamalarına karşın ölçülebilir bir etki yaratırlar. Dünya'ın Güneş etrafında dönmesine neden olurlar!
Sayfa 82 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kuvvet taşıyan parçacıkların (bozonlar, gluon, foton, gravition) önemli bir özelliği dışlama ilkesine uymamalarıdır. (Aynı kuantum durumunda ve hızda bulunabilirler. Bunun nedeni, bu parçacıkların tümünün spin gibi kuantum sayıları açısından tamamen farklı olmalarıdır.) Bu, değiş tokuş edilen kuvvet parçacığı sayısının sınırsız olduğu böylece çok büyük kuvvetleri doğurabilecekleri anlamına gelir. Kuvvet taşıyan parçacıkların kütlelerinin büyük olması durumunda ise, onları yayınlayıp uzun mesafeler boyunca değiş-tokuş etmek zor olur. Öte yandan, kuvvet taşıyan parçacıkların kendi kütleleri yoksa (gluonlar ve bazı bozonlar kendi kütlelerine sahiptir) uzun menzilli olabileceklerdir.
Sayfa 81 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
"Pauli'nin dışlama ilkesine göre; iki ya da daha çok benzer parçacık (elektron, kuark, nötrino) aynı duruma sahip olamazlar. Yani belirsizlik ilkesinin tanımladığı sınırlar içerisinde hem aynı konumda hem de aynı hızda bulunamazlar. Eğer madde parçacıkları birbirlerine çok yakın konumdalarsa, aynı hıza sahip olamayacakları için aynı durumda uzun süre kalamayacaklardır. Eğer Dünya, Pauli'nin dışlama ilkesi olmadan yaratılsaydı, kuvarklar birbirlerinden ayrı ve kesin tanımlı proton ve nötronları oluşturamazdı. Proton ve nötronlar da elektronlarla birlikte atomları oluşturamazdı. Hepsi, oldukça düzgün ve yoğun bir çorba oluşturmak üzere bir araya çökerdi."
Sayfa 80 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Could we say Paul Dirac > Einstein? No. They are both wonderful people.
Paul Dirac'ın kuramı, quantum mekaniği ve genel görelilik teorisinin her ikisiyle de uyumlu olan kendi türünden ilk kuramdı.
Sayfa 80 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı evrenin büyük ölçekteki yapısına hükmediyor gibidir. Kuantum mekaniğinin belirsizlik ilkelerini hesaba katmaz. Gözlemlerle herhangi bir çelişkiye düşmemesinin nedeni, normal olarak algıladığımız kütle çekim alanlarının çok zayıf olmasından kaynaklıdır. Ancak tekillik teoremleri, en az iki durumda "kara deliklerde" ve "büyük patlamada" çekim alanlarının çok şiddetli olacağına işaret ediyor. Böylesi şiddetli alanlarda Genel Görelilik kendi yıkılışının haberini veriyor, bu durumlarda tanecik mekaniğinin etkileri daha önemli olmalıdır.
Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hawking's Criticism to his Singularity Theorem on Big Bang Theory
1970'te Penrose ile birlikte, genel göreliliğin doğruluğu ve evrenin gözlemlediğimiz kadar madde içermesi koşuluyla bir büyük patlama tekilliğinin olmuş olması gerekliliğini kanıtlayan bir makale yayınladık. (Singularity Theorem) Ben bu arada düşüncemi değiştirmiş olduğumdan şimdi diğer fizikçileri evrenin başlangıcında bir tekillik olmadığına inandırmaya çalışıyorum. Kuantum mekaniği hesaba katıldığında evrendeki tekillik (singularity) yok olmaktadır.
Sayfa 63 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
255 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Arkadaşlar kitabı alırken mutlaka düşünün. Bana inanılmaz ağır geldi. Hele bazı bölümleri fizik dersinde gibi ağır. Ama kitabın dili inanılmaz sade.
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa TarihiStephen W. Hawking · Alfa Bilim · 20209,5bin okunma
Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi, ışığın çekim alanlarınca büküleceğini öngörür. Bu demektir ki, uzak bir yıldızdan gelen ışık güneşin yakınından geçerken küçük bir açıyla sapacak ve dünyadaki bir gözlemciye göre, bu yıldızın olduğundan başka bir konumda görünmesine sebep olacaktır.
Sayfa 43 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
"Güneşin kütlesi uzay-zamanı öyle bir biçimde büker ki Dünya dört boyutlu uzay-zamanda düz bir yörünge izlemesine karşın, bize üç boyutlu uzayda dairesel bir yörünge üzerinde gidiyormuş gibi gözükür." Buraya, Dünya'nın ve Güneş'in uzay-zamanda nasıl hareket ettiğini gösteren bir video bırakıyorum. youtube.com/shorts/HDSKuln-5qU
Sayfa 43 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Tam şu anda Güneş sönüverseydi Dünya'da yaşayanlar bundan hiç etkilenmezlerdi, çünkü Güneş'in sönmesi olayının "öteyerinde" bulunacaklardı. Güneş'in sönüvermesinden ancak Güneş'ten bize ışığın erişmesi için gereken sekiz dakikanın sonunda haberimiz olacaktı. Benzer şekilde, şu anda evrendeki uzak yerlerde ne olduğunu bilemiyoruz; görebildiğimiz ışık kümelerinden gelen ışık onları terk edeli milyonlarca yıl oldu. Yani evrene baktığımızda, onun geçmişteki durumunu görmekteyiz.
Sayfa 40 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.