Kurtuluş savaşı yıllarında küçük bir kasabaya memleket çocuklarını yetiştirmeye giden, hertürlü pisliğe ve kötülüğe rağmen dik duran Aliye öğretmen... "Kadın"üzerine yapılan dayatmalar, pis ve kokuşmuş zihinlerin, yozlaşmış eğitimsiz beyinlerin, dini kullanarak insanların duygularını, imanlarını suistimal eden kişilerin nasıl canavara dönüşüp; idealist, korkusuz, iffetli, cesur, milliyetçi, vatanperver bir kadını katlettiğini gösteriyor bu kitap bize. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak bitirdim kitabı. Hâlâ gözüm yaşlı. İlk defa bir kitapta böyle duygular içerisindeyim. Çok etkilendim. Ne söyleyebilirim ki nefret ettim hepsinden! Bu kokuşmuş zihniyetten! Dine sığınıp uyduruk dayatmalardan! Beni asıl üzen ne oldu biliyor musunuz? Aradan geçen 70 yıla rağmen cezanın sadece çehre değiştirdiğini görmek üzücü ve öfkelendirici oldu. Kadın cinayetlerine kurban giden tüm o güzel kadınlara Allah rahmet eylesin!!! Hülya Koçyiğit 'in oynadığı nu kitabın filmini izlemenizi de öneririm