Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Damla Çepel

Reklam
Kirli Beyaz Kedi
Hayatı boyunca ya dolapların içine ya da yatağının altına sığınmıştı ufak bedeniyle. Fakat küçük kız ilk kez adımını attığında kasabaya, sığınacağı farklı bir yer bulmuştu kendisine; perdelerin ardına. Sabahtan akşama kadar beyaz verandasını kaplayan pembe perdeleri ve yine beyaz çatısına düşen yeşil yaprakları ile koca çınar ağacını izler,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Küçük kız ve kedi
Hayatı boyunca ya dolapların içine ya da yatağının altına sığınmıştı ufak bedeniyle. Fakat küçük kız ilk kez adımını attığında kasabaya, sığınacağı farklı bir yer bulmuştu kendisine; perdelerin ardına. Sabahtan akşama kadar beyaz verandasını kaplayan pembe perdeleri ve yine beyaz çatısına düşen yeşil yaprakları ile koca çınar ağacını izler,
Alem-i dünyanın azab-ı cehennemi sarmış iken cism ü canı Endişe-i mevt terk etmiş idi şu aciz cesedi Asümanın elvanı dahi cetr-i ambere dünmüş idi Vakt-ü zühur altında can çekişir iken toprak bile Çeşm-i cihan bulmuşken varlığında bir guşe’e Uyun’un buluştu bi-can nazarım ile Koca bir endişi mevt oturdu fuadıma sorgusuz sualsiz Fuad’da bir endelib-i aşk ötmeye başladı kısık bir ses ile Aşkın bana cihet-i zaaf hediye etmiş iken Avaik-e kör olmuş yürek ve ruh Çetr-i amberin can vermiş fürug-u etsanın altında Sevdakarın fuad-ı paramparça etmiş şekabetini Cebam, sevdakarın hükmü altında endiş-e mevte kapılarak mücadil sanmış kendini Uğrunda savaşılan yalnız ve yalnız sevda imiş meğer. -Damla Çepel - SK
Reklam
Zehirli Mürekkep
Öykü kitabım sizlerle! Hizmetkarlarımdan ölümsüzlüğü istediğimde, sözlerimi tekrarlamamı istediler. Ölümsüzlük, onlar için hayal bile edilemeyecek kadar yüksek bir dağ. Askerlerimden ölümsüzlüğü dilediğimde, bana fethedilecek bir kale göstermemi ve saatler içinde tüm şehri paramparça edeceklerini söylediler. Ölümsüzlüğün, yeni topraklar ve yeni zaferler olduğuna inanıyorlardı. Din adamlarına ölümsüzlüğü sorduğumda, tanrıyla buluşmaktan daha yüce bir şeyin dünyada var olamayacağını fısıldadılar korkuyla. Ölümsüzlük, onları korkutuyordu çünkü nefes alınan her saniye, yeni günahlara batabileceğin yeni bir çukurdan ibaretti onlar için. Gidecek kimsem kalmadığında kendimi şatoma kapattım ve düşündüm. Düşüncelerim çığlık çığlığayken, ölümün nefesi ensemi yakıyor ve beni korku içinde bırakıyordu. Ölmek istemiyordum, annemin aşkla anlattığı cenneti de görmek istemiyordum. Tek istediğim yaşamaktı. Sonsuza dek.
Kabullenemeyiş..
Mutsuzluğumuzun en büyük sebebi de, istediğimiz çoğu şeyin istediğimiz gibi olmamasıdır. Gerçek göz önünde olsa bile, anlama gücüne sahip olsak bile- yaptığımız bir hata var; gerçeği görmezden gelmek. Görmezden gelmeyi seçtiğimiz gerçek ise, aslında hiçbir şeyin -hiçbir şeyin- bizim elimizde olmadığı gerçeği. Birinin bizden hoşlanması yahut nefret etmesi, bizimleyken huzurlu yahut rahatsız hissediyor oluşu- bunların hiçbiri bizim elimizde değil. Aslına bakarsak 1 saniye sonramız bile bizim elimizde değil. İçinde yaşadığımız deri, bizi kontrol eden zihnin düşünceleri ve kalbimizin ritimleri... sahibi olduğumuzu sandığımız her şeyin mağlubu, hatta mahkumuyuz. Bunun bilinci ile yaşamaya devam edebilirsek, anda kalabiliriz ve anın tadına varabiliriz. Anın tadına varmak, yalnızca mutlu olmak demek değildir, anın tadına mutsuz olduğumuz zamanlarda da varabiliriz. Her an mutlu olamayız, her an mutsuz da olmamalıyız. İnsanız ve duygularımız var, onları olduğu gibi kabullenmeliyiz. Duygularımızı paspas altına atmak, gerçekleri görmezden gelmeye çabalamak ve bunun gibi nice şey, bize istediğimiz mutluluğu vermez. Hiçbir şey vermez... yalnızca karın ağrısı. Yaşamayı basitleştirelim, 60 yıllık ömrümüze anlam yükleyeceğiz diye çırpınmamıza da gerek yok- ölümümüzden sonraki 1000 yılda hatırlanacak, anımsanacak olmak bizim yalnızca isimden ibaret olduğumuz gerçeğini fısıldar aslında. Yalnızca isim. Oysa ne kemiğimizden eser vardır ne de ruhumuzdan. Bizim geride bıraktığımız bir dünyada, ismimizin kalmasının bize ne yararı olur? -D.Ç.
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.