"Halk İslamı" terimi, sanki bir "burjuva İslamı" varmış gibi bir kanı yaratmaktadır. Ki bu yanlıştır. "Halk-Burjuva" terimleri sınıfsal bölünmeyi yansıtır. İslam dini sınıflar üzerinden tanımlanamaz. İslam'ın özü bellidir: Alevilik ile bu öz de çelişmektedir.(...)
Alevilik kendi dışında 72 dinin olduğuna inanır ve bütün dinleri eşit görür. Alevi felsefesi bütün dinlere aynı gözle bakılmasını ister. Yunus Emre bunu şu dizelerle dile getirir:
Yetmiş İki millete bir gözle bakmayan
Halka müderris olsa hakikatte asidir
Yani dinleri eşit düzeyde görmeyen, müderris(öğretmen) olsa da aslında cahildir.
Değerli araştırmacı Nejat Birdoğan da Aleviliğin kendine özgü bir din olduğunu söylemektedir:
"Tek amacı, "insanı mutlu kılmak" olan bağımsız bir dinle karşı karşıyayız. Birtakım iyi düşünceli arkadaşlar bu din kavramına karşı gelebilirler. Ama unutmamak gerekir ki toplumun düzenini sağlayacak kuralların bütünü; ya insan yasalarıyla gelir, ya da binlerce yıllık eski inanç yoluyla bugünleri bulur. Alevilik, kökenini oluşturan hiç bir eski dinde ateist değil. Bir yaratıcıya inanıyor. Adı ne olursa olsun bir büyükerkin varlığına saygı duyuyor. Her eylemde o gücün himmetini diliyorsa ve onu mutlu etmek için uğraşıyorsa o kurallara din denecektir(...)
Alevi dini (...) eski Asya dinlerinin uzantılarından oluşmuştur. Zaman, o inançtan olan insanları kimi yıkıcı olaylar karşısında bir araya getirmiş ve bu ezilen insanlar böyle bir dini ortaya çıkarmışlardır".[4]
Şah İsmail'in babası
Şeyh Haydar'ın müritleri başlarına kırmızı sarık sarıyorlardı.Bundan dolayı bu müritlere "Kızılbaş" adı verildi.
**Bektaşilik, Aleviliğin bir koludur.
**Ehlibeyt: Hz. Peygamber ,
Hz.Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan,
Hz. Hüseyin'dir