a

Atatürk

“İlk Cumhuriyet hükûmetlerinin ulusal siyasetlerinin başlıca odaklarından birisi, demiryolu siyaseti idi. Bizim çocukluğumuz, ‘demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan’ efsanesi içinde geçmiştir. Mustafa Kemal, her Meclis’i açış konuşmasında sorun üzerinde ayrıca durur; o yıl boyunca hangi şehirlere ulaştığımızı halka müjdelerdi. Öyle ki demiryolu demek; bir yerde uygarlık, bir yerde mutluluk, bir yerde bağımsızlık demek oluyordu. Sonra Amerikalılar geldiler; Türkiye, Menderes’in ağzından ‘millî siyaset’in Birleşmiş Milletler ilkelerine uymadığını ilan etti ve demiryollarımız talihine terk edildi.”
Sayfa 205 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kardeşi ile tarlada kargaları kovaladığını rakı içtiğini ezberlemiştik ancak atanın doğa düşkünü ve çevreci bir devlet adamı olduğunu duymamıştı sanki konu bizden saklanmıştı ?
Cebimdeki iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım
“Cumhuriyet, ilk nesillerini ısrarlı bir ‘güven aşılama’ kampanyasıyla yetiştirmiştir. Sonraları çoğumuzun alay ettiği ‘Bir Türk, dünyaya bedeldir!’, ‘Türk öğün, çalış, güven!’ vs. sloganlar, Mustafa Kemal tarafından bilinçli olarak ortaya atılıyor; bununla, yüzyıllardır birbirini izleyen sürekli yenilgilerin bunalttığı Türk insanının başını dik tutmasını öğrenmesi amaçlanıyordu. Çünkü Mustafa Kemal Paşa, bir şeyi iyi anlamıştı: Bağımsızlıkla bir ulusun kendine güveni arasındaki ilişkiyi. Kendilerine güvenemeyen uluslar, öteki ulusların oyuncağı oluyorlardı.” #atatürk #cumhuriyet #türkiyecumhuriyeti #ulus #türkulusu #19mayısatatürküanma ve #gençlikbayramı
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Türkiye Atatürkü tanrıya geri kalan herseyi Atatürke borçludur ( Turquie tu dois ataturk à dieu et le reste à ataturk) Daniel dumoulin
Reklam
“İttihat ve Terakki Cemiyeti, esasında bir zabitler komitesiydi, Mustafa Kemal ise görüldüğü gibi daha 1900’lerde ordunun politikaya bulaştırılmasına karşı çıkmıştı.”
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Üçüncü imtihan, Dünya Harbinde beni Doğu cephesine gönderdiler. Her şey bozuk. Ordu bitkin. Kendi şerefimi ve orduyu kurtarmak lâzım. Uzun bir savaşma ile başardım. Bu tecrübeler bana sabrı, bir fikre bağlanmayı ve o fikirde durmayı ve sonra da insanları öğretmiştir.'' Sonra bakışları parıldayarak: - Bir gerçeği de öğrenmiş oldum: Tehlike insandan kaçar!
"..Bu gece Derne kuvvetlerimizin bütün kumandanları ve subayları ile bir akşam eğlencesi tertip etmiştik. Mektubumu çadırıma dönüşümde yazıyorum. Bu güzel kalpli, kahraman bakışlı arkadaşlarımın, bu küçük rütbeli, fakat düşmanı titreten büyük kumandanların gözlerinde vatan için ölmek aşkını okuyorum. İçimde büyük bir sevinç ve gurur ile kendilerine 'Vatan mutlak selâmet bulacak, millet mutlak mesut olacaktır.' Çünkü kendi selâmetini, kendi saadetini, memleketin ve milletin selâmeti için feda edebilen vatan evlâtları çoktur.''
"..Hayatımın bugününe kadar orduya faydalı bir kimse olmaktan başka vicdanımda bir emel beslemedim. Çünkü vatanı korumak ve milleti mesut etmek için, her şeyden önce ordumuzun eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha göstermek lâzım olduğuna çoktan inanmışımdır. Bu inanç yüzünden, ihtimal, ifratçı görünmüşümdür. Fakat zaman saf ve temiz kafalardan çıkan hakikatleri -kabul edilmese de- bir gün uygulandırır. .."
985 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.