Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kimi yeniyetmelere egemen olan "Ben kimim?" sorusunun sı­kıntısını yaşamak zorunda kalmadım. Attığım her adım bir ol­guydu; ben de onunla birlikte vardım.
Sayfa 57 - Everest Yayınları 7.BaskıKitabı okudu
Tek tatil günümde dışarı çıkmamı istemişlerdir:
Dehşete düşmüş halde teklifi reddetti, birden endişe içinde sandalyesinde kayıp durdu, ellerini saçlarından geçirdi. Kesinlikle olmaz, dedi.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
-Hayatta- Her zaman
✦ Uğru­na mücadele etmemiz gereken ve karakterimizi güçlendiren haklı davalar vardı. • • •
Sayfa 56 - Everest Yayınları 7.BaskıKitabı okudu
174 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“MİLENA’NIN YAŞAM ÖYKÜSÜ…” (kızı gözünden)
Kafka’nın gölgesinde kalan Milena.. Milena’yı çoğunlukla Kafka'nın mektuplarından tanırız. Çoğumuz onun gazeteci, yazar, çevirmen olduğunu, sosyalistlerle temas içinde Alman faşizmine karşı mücadele ettiğini ve kapatıldığı Ravensbrück toplama kampında hayatını kaybettiğini bilmeyiz mesela. Halbuki Milena gibi mücadeleci bir kadın sırf Kafka ile yaşadığı aşktan dolayı anılmamalıdır bence. O diğer yönleriyle de hatırlanmayı çok daha fazla hak ediyor. Bu kitap, kendi öz kızı Jana Cerna tarafından yazılmış, onun geniş ve ayrıntılı bir yaşam öyküsü.. Milena Jesenská (1896-1944); hayat dolu, mücadeleci, fedakâr, narin, cesur, akıllı ve güçlü. Onu tanımlamaya çalışırken, bu kadar sıfatı bile sönük bırakan bir kadın Milena.. Onu daha yakından tanımak isterseniz okuyun biyografisini…
Milena’ya Mektuplar
“İşte Milena’nın Kafka’yı tanımış olduğu o ilk an! İlk rastlaşmaları her ikisi için buğulu bir anı olarak kalmıştır. İlk mektubunda Kafka, ‘Görüyorum ki, yüzünüzdeki herhangi bir ayrıntıyı hatırlamıyorum; sadece silüetiniz ve de gitmek üzere kalkıp kafenin masaları arasında geçtiğinizde üzerinizdeki o elbise, evet bunu hatırlıyorum,’ diye yazar.. Birliktelikleri yukarıda sözü edilen rastlaşmalar ile başlamış değildir. Milena, giriştiği bir çeviri nedeni ile Kafka’nın düşüncelerini öğrenmiş oluyor. Bu çalışma, günümüzde ‘Milena’ya Mektuplar’ diye bilinen ve ayrılık zamanından sonraki mektuplaşma sürecini kapsamaktadır. Birbirlerine gönderdikleri ilk mektuplar özellikle Milena’nın çevirileri ile ilgili, bir ‘iş yazışması’ tarzındadır. Ancak yavaş yavaş satırlar arasında hafif bir arkadaşlık, bir hayranlık ifadesi kelimelerin girmekte olduğunu görmekteyiz. Ve kısa bir süre sonra iş konuları ikinci plana geçer. Bir-iki rastlaşma dışında, aşkları tamamen bu mektuplar üzerine kurulmuştu.. Belirtilmesi gerekir ki, bu mektuplaşmanın yayınlanmasını ne Milena ne de Kafka hiçbir zaman kabul, ya da düşünmüş olmadıkları gibi, mektupların yayınlanması Milena’nın ölümünden sonra gerçekleşmiştir. Milena hiçbir zaman o kitabın yayıncısı Willi Haas’a istediği takdirde kullanabilmesi için Kafka’nın mektuplarını teslim etmiş değildir…”
Sonsöz’den
“Jana Cerna 60’lı yıllar sırasında yeniden daktilo makinesinin başına geçti ve 1944’te hayata veda eden annesi Milena hakkında bu kitabı yazdı. Jana, 5 Ocak 1981’de bir araba kazasında hayatını kaybetti…”
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Frida Kahlo First Love
❥ İlk aşk kedi gibi sessizce yanaştı. Onun gelişini ne gördüm ne de duydum.Aşk yavaş yavaş içime yayıldı; Cupidon okunu bilincime saplamadan önce aşkın varlığının farkına varmamdan bu varlığı olduğu gibi çerçeveleyip kendime itiraf etmemden önce bir süre içimde öyle kaldı... Aşka doğru kayma bilgim dışında gerçekleşti.Tıpkı iki fotoğraf negatifinin kazara üst üste gelmesi gibi. Ondan başka hiçbir şey düşünemez oldum. Gündelik küçük kaygılarımdan her kurtuluşumda aklım hep ona gidiyordu. ❥
Sayfa 68 - Everest Yayınları 7.BaskıKitabı okudu
Frida'nın Sanatla Tanışması : Tutku zamanı unutmaktır
Bir akşam ders çıkışı, Frida da ressamın çalışmasını izleme merakına kapıldı. Eğilmiş çalışan Diego Rivera ve ona eşlik eden bir kadın dı­şında, amfiteatr tenha ve sessizdi. Frida ressama, bir süre yanında kalıp kalamayacağını sordu. Onayını aldıktan sonra gösterişe ge­rek duymadan bir köşeye oturdu. Yüzü eline dayalı, gayet ciddi, çizgilerin duvardaki gelişimini, renklerin bütünlük içine katılımını gözlüyordu. Öyle ki, zamanı unuttu. Diego Rivera'nın yanında oturan karısı Lupe Marin, bu yabancıdan sıkılıp da genç kıza artık gitmesini önerdiğinde, Frida bir saati geçkin bir süredir ressamı seyrediyordu. Kız, değil yanıt vermek muhatabının yüzüne bile bakmaksızın, kılını kıpırdat­madan oturdu kaldı.
Sayfa 65 - Everest Yayınları 7.BaskıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.