Yıllaaar yıllar önce okuduğumda hayatıma yön veren kitaplardan birisi olmuştu. Tekrar okudum ve yine farklı ufuklar açıldı. Bu kitabı okuyup da bana hiçbir şey katmadı diyenini ise hiç duymadım. Bazı kitaplar vardır ki dili, kullanılan kelimeler itibariyle çok kolay olsa da mânâ olarak herkes derin mânâlar çıkaramaz maalesef lakin bu öyle bir kitap ki isteseniz de istemeseniz de sizi en derine çekiyor.
Herkese şiddetle tavsiye ediyor, iyi okumalar ve bol istifadeler diliyorum.
“Ve insanoğlu, yaşadığı evreni bir anlam dizgesi çerçevesinde yorumlayamadığı zaman, en küçük gündelik olaylar bile şok değeri kazanmakta travmaların birikimi nevrozlara, psikozlara dönüşmektedir.”
“Okuduğum her satır yazının, izlediğim her kare filmin, düşündüğüm her düşüncenin gerçek ve canlı bir yaşantıya dönüştüğü ve beni yargıladığı geçitteyim…”
“Yaşam o kadar çelişkilerle doluydu ki. Bir grubun içinde hareket ettiğim zaman, kendime değişik ve gruptan dışlanmış gibi geliyordum sanki aynı dili konuşuyormuşum gibi..
“Ne zaman mutlu olsam korkunç bir şey oluyordu, benim duygularımı ezen. Bunu ben ‘hayal kırıklığı dönemi’ diye adlandırıyordum.
Ebediyen sürecek gibi görünüyordu. Sanki hiç sevinemeyecekmişim gibi.. Mutlu zamanların hatıralarını da mahvetti diyordum.”
Öyle değil midir? insan en çok sevdiği şeylerle imtihan olmaz mı? Sen hayatı da vatanını da hürriyeti de çok sevmedin mi? ve de en çok onlarla sınanmadın mı?