Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fantastik Bilim Kurgu

Profil
"Elbette sevginin ne olduğunu biliyorum." Ve üzüntünün ne olduğunu da, diye düşündü. Öyle olduğunu kanıtlayabilmek için ağlayabilme yeteneğine sahip olmayı diledi.
Reklam
"Ben,uğruna bir savaş başlatılmaya değer biri değilim." "Aslında tam olarak öylesin."
"Gerçekten de, gelebilir miyim? Kulağa heyecanlı geliyor." "Daha çok kirli ve kokuşmuş geliyor." "Sen nereden bileceksin ki? Senin koku algılayıcıların yok." "Ama fantastik bir hayal gücüm var."
"Umarım doktor bana doğruyu söylüyordur çünkü seninle tanışma zevkine henüz yeni varmışken, ölmen gerçekten büyük bir talihsizlik olurdu."
“Korkma veya her şey yoluna girecek mi demeliydi?Ama bu kadar açık bir yalan da söyleyemezdi.”
Reklam
Doktor bir yandan holografa bakmaya devam ederken, bir yandan da cebinden çıkardığı gözlüklerini yüzüne yerleştirdi. Cinder başını yana eğdi. ''Size gözlerinizi ameliyat ettirmeye yetecek kadar para ödemiyorlar mı?'' ''Gözlük takmayı seviyorum.'' Dr. Erland holografı aşağı doğru indirdi ve Cinder'ın başının içine bakmaya başladı. ''Göz ameliyatından bahsetmişken, gözyaşı torbalarınızın olmadığının farkında mısınız?'' ''Ne? Gerçekten mi? Ben de duygusuz kızın teki olduğumu sanıyordum.'' Dizlerini göğsüne doğru çekti ve bacaklarına sarıldı. ''Aynı zamanda yüzüm de kızarmaz, eğer bir sonraki parlak gözleminiz bu olacaksa.''
''Açıklamalar veya bahanelerin ne faydası vardı? Bir anneye, kızının ölüme mahkum olduğu nasıl söylenirdi ki?''
''Farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. Zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde.''
''Çalışmaktan bitap düştüğü o günün akşamında yatağını elinden aldılar ve o da küllerin içinde uyumak zorunda kaldı.''
Reklam
''Gelecekte bile, hikaye 'bir varmış bir yokmuş' diye başlıyor...''
''Yanlış olan bir şeyler var, diye bağırıyordu programlaması ona. İyi değilsin. Hastasın. Ölüyorsun. Ama Cinder kendini hiç de ölüyormuş gibi hissetmiyordu. Öylesine yanıyordu ki üstündeki narin elbisenin alevler içinde kalmadığına şaşırmıştı. Alnındaki ter damlacıkları hafifçe sızlıyordu. Kendini farklı hissediyordu. Güçlü.Dayanıklı, Ateş içinde.''
Dr. Erland bir parmağını cama bastırdı. ''Genç,''dedi, kızın metalik uzuvlarından yansıyan ışığı seyrederek. ''Sağlıklı.'' Dudaklarını büzüştüren Fateen, sayborg kızın kayıtlarının bulunduğu ekranın karşısına oturdu. ''Eğer otuz iki yaşında birine 'yaşlı' ve 'elden ayaktan düşmüş' diyorsanız, o zaman siz ne oluyorsunuz?'' ''Antika pazarı için oldukça değerli bir parça oluyorum.''
''Üzgünüm,'' dedi Cinder. ''Onu ben de çok seviyorum.'' ''Sizin türünüz sevginin ne olduğunu biliyor mu ki? Herhangi bir şeyler hissetme kabiliyetin var mı, yoksa sadece... Programlanmış halde misin?'' Aslında kendi kendine konuşuyordu ama sözleri yine de acıtmıştı. ''Elbette sevginin ne olduğunu biliyorum.'' Ve üzüntünün ne olduğunu da, diye düşündü. Öyle olduğunu kanıtlayabilmek için ağlayabilme yeteneğine de sahip olmayı diledi.
Babanın insan, etiyle kanıyla insan olduğunu keşfettiğin andan daha korkunç bir aydınlanma anı muhtemelen yoktur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.