Gerçekten de dışarıdaki dünyanın da Labirent’e ait olmadığını mı sanıyorsun? Bu kapının varlığı geçmişe ve geleceğe hakimdir. Bu dünya, gördüğünüz ve daha göreceğiniz pek çok rüyanın yalnızca bir tanesidir
Ayna İçinde Ayna (Bir Labirent) ~Michael Ende
Merhaba kitapseverler, yazarla bir çok okuyucu #momo kitabıyla tanıştı ben neden tanışma kitabı olarak bu eserini seçtim bilmiyorum ama çok etkilendim
Gerçek ile fantastik kurgunun çok iyi harmanlanmış olduğu bir kitaptı. Yazarın hayal gücüne hayranlığımı sunarak başlıyorum. Sürrealist ressam olan babasının resimlerinden ilham alarak yazdığı otuz sürrealist öyküden oluşuyor kitap. Kitabın içinde çizimlerde mevcut
Öykülerde başlık yoktu onun yerine ilk cümle başlık yerine düşünülmüş ve büyük puntolarla yazılmış. Birbirinden bağımsız gibi görünen hikayelerin aslında nasıl iç içe geçtiğini, gerçekle hayalin birbirine nasıl karıştığını okudum diyebilirim. Okuyucuyu kurgusal bir labirentin içine çeken yazar bir hikaye anlatmaktan öte insanın iç dünyasındaki o labirentleri ve karmaşıklıkları her sayfada yeni bir keşifle sunuyor
Bu hikayeler sizinde hayal gücünüze dokunacak, sizi de farklı bir yolculuğa çıkaracak. İlk hikaye ile son hikayenin bağlantısı, uyumak isteyen bir diktatörle başka bir hikayede uyanmak isteyen bir palyaçonun anlatımı hepsini birbirine bağlamak biz okuyuculara düşüyor
Kitap dediğin insanı doyurmalı, derim. Bu kitapta öyle bir kitap
Her zaman çevirmen etiketlemiyorum ama @anilalacaoglu çevirisi harikaydı
Keyifli okumalar dilerim
Ayna İçinde AynaMichael Ende · Pegasus Yayınları · 202169 okunma
Halkınızın yarattığı o girift kıvrımlar ve desenler insan gözlerinin ve ellerinin yapabileceklerinin çok ötesinde. Belki, bize kaybettiğimiz şeyi devamlı anımsatacak kötü taklitlerden kaçınmak istedik. Sadelikte farklı bir güzellik var, tam yerine yerleştirilmiş tek bir çizgide, kayaların arasında tek bir çiçekte. Taşın sertliği çiçeği daha da kıymetli kılar. Kaybettiklerimizi fazla düşünmemeye çalışı- rız. O gerilim altında en güçlü yürek bile kırılır.
Bazen kurdu kulaklarından yakalamalısın, dedi kendi kendine. Ama bir başka eski deyişi daha hatırlıyordu. Kurdu kulaklarından yakaladığın zaman tutmak da zordur, bırakmak da.
Jak gözlerini bir kez daha alevlere dikti ancak onların ötesini görüyordu. Baba'nın diyarına göndermek üzere olduğu kadının yüzü, ölü sevgilisininkine dönüşmüştü.
Kafasındaki sesler tekrar suspus olmuştu. Sesler genelde, Jax'in hem bekçileri hem de sahipleri olan bu alışılmışın dışındaki arkadaşlarının yanındayken susardı. Ama yankılarını duymazdan gelmek imkânsızdı ve gün geçtikçe sesleri yükseliyordu.