Yüksek bir ağacın güvenliğine kavuştuktan sonra yavruları kaldırıp tekrar güldük. Görüyorsunuz ya, durum ne olursa olsun, işin sonunda mutlaka bir gülme kısmı vardı
Sadece salak salak gülüyorlardı. Kendilerini hep dışarıda bıraktıklarıyla tanımlayan insanlar böyledir. Bir tür uyuşturucu, alttan alta hep var olan sessizliği işitmelerini önleyen bir gürültüdür kahkaha onlar için. Gülmek, hayatla yüzleşmekten korur onları.
ressam Edouard Pignon'un bir anekdotunu hatırlıyorum. Zeytin ağaç larının gövdelerini resmederken bir çocuk geçiyormuş; tablosu na baktıktan sonra, ona: "Bu yaptığın hiçbir şeye benzemiyor" demiş. Pohpohlanan Pignon: "Bana en güzel iltifatı yaptın, baş ka hiçbir şeye benzemeyen bir şey yapmaktan daha zor bir şey yoktur."
Bazen o denli çok gülümsüyordum ki akşam yatarken bile sürüyordu gülüşüm, çıkmıyordu suratımdan. Gözlerim kapalı, gülümsemeyi sürdürerek öylece yatıyordum. Arada bir kalkıp hafiften bir reverans yapıyordum, aşırı bir alçakgönüllülük sergileyen türden. Belden bükülmemi sağlayan bir devinimdir bu, üstelik ertesi gün karşılaşacağın aşağılanmalar için formda tutar seni. Asla kendini kaybetme! Kaçamak sözlerle, öfkeli tavırlarla, oyalamalarla, sanrılarla, sahtecilikle, kararsızlıklarla hatta kabızlıkla karşılaşırsan gülümsemeyi elden bırakma, reverans yapmayı sürdür.