Bugün elimizde bulunan Barnabas İncili'nin, uzun yüzyıllar içinde birtakım müdahalelere maruz kalmış olsa da, Musevi-İsevî geleneğin temel unsurlarını muhafaza eden özelliğiyle otantik olduğunu söylemek dürüstlüğün gereğidir. Bu İncil'in en önemli özelliği Hz. İsa (a.s)'ın tanrı veya tanrının oğlu değil, Allah Teala'nın İsrailoğulları'na gönderdiği bir peygamber olduğunu tasdik etmesi, Hz. İbrahim (a.s)'ın kurban etmek istediği oğlunun -Yahudiler'in iddia ettiği gibi Hz. İshak (a.s) değil- Hz. İsmail (a.s) olduğunu belirtmesi, Hz. İsa (a.s)'ın çarmıha gerilmediğini açıkça zikretmesi ve Efendimiz (s.a.v)'in geleceğini müjdelemesidir.
eğer kardeşin sana karşı günah işlerse, ona git, suçunu kendisine göster. her şey yalnız ikinizin arasında kalsın. kardeşin seni dinlerse onu kazanmış olursun.
Sayfa 36 - matta18Kitabı yarım bıraktı
öğrenci öğretmeninden, köle efendisinden üstün değildir.
Sayfa 19 - matta10Kitabı yarım bıraktı
"Rab benim yaratıcımdır, korkmam;
İnsan bana ne yapabilir?"
Sayfa 404Kitabı yarım bıraktı
“ Bugün Hristiyanlık paganist yani çok tanrılı bir dindir.”
Önsöz
Hıristiyan aleminin dini lideri Papa II. John Paul, 2000 yılına girerken yani 24 Aralık 1999 tarihinde yayınladığı mesajla Hıristiyan misyonerlere hedeflerini işaret ediyordu:
Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırdı.
" İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıralım."
Unutulmamalıdır ki Hristiyanlık sadece dini bir kurum değil, aynı zamanda politik ve ekonomik bir iktidar mekanizmasıdır ve kilisede bu mekanizmanın kurumsal karşılığıdır. Merkezileşmek ve kurumsallaşmak adına da kilise korkuyu ve terörü yayarak dört asır boyunca cadı kimliği altında insanları öldürür.
Öğrenme ve din arasında bir boşanma oldu. Felsefe filozoflara terk edildi ve Hıristiyanlık, Eski Ahit kitaplarının yazarlarının sahip olduğu Kabala'nın ve Yeni Ahit kitaplarının yazarlarının sahip olduğu Gnosis olduğu bazı anahtarlarının eksikliğinde Kutsal Yazıların yorumuna dayanan dar bir dogmatik teoloji ve etikle ilgilendi. Sonuç olarak, Gizem Okullarının felsefesinin teknik terimlerinin birçoğu tanınmadan geçti ve çok ciddi bir şekilde yanlış çevirilerle anlamlarından tamamen uzaklaştırıldı ve tüm pasajlar saptırıldı veya anlaşılmaz hale getirildi. Keşke Kutsal Yazıların bir inisiye tarafindan tercümesi olsaydı!
Hıristiyanlık ve felsefe arasındaki uçurum, İmparator Konstantin kiliseyi siyasi amaçlarla kullandığında daha da genişledi. Kişiler, nitelikli manevi vizyonlarından ziyade siyasi görüşleri sayesinde yüksek mevkilere yerleştirildi. Kilisenin yüksek mistik ve spiritüel yönü yanı sıra metafiziği de kayboldu. Karanlık Çağlar kasvetli seyrini sürdürdü ve Rönesans özgürleşip insan ruhuna ilham verene kadar mistisizm Hıristiyanlıkta yeniden başını kaldıramadı.
Sayfa 34 - HermesKitabı okudu
İncil’e Göre Yahudiler (Matta 23:29-39)
Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız. ‘Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik’ diyorsunuz. Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz tanıklık ediyorsunuz. Haydi, atalarınızın başlattığı işi bitirin! Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? İşte bunun için size peygamberler, bilge kişiler ve din bilginleri gönderiyorum. Bunlardan kimini öldürecek, çarmıha gereceksiniz. Kimini havralarınızda kamçılayacak, kentten kente kovalayacaksınız. Böylelikle, doğru kişi olan Habil'in kanından, tapınakla sunak arasında öldürdüğünüz Berekya oğlu Zekeriya'nın kanına kadar, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanından sorumlu tutulacaksınız. Size doğrusunu söyleyeyim, bunların hepsinden bu kuşak sorumlu tutulacaktır. Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: ‘Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!’ diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.
“Ama vay halinize! Siz nanenin, sedefotunun ve her tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. Vay halinize! Havralarda en seçkin yerlere kurulmaya, meydanlarda selamlanmaya bayılırsınız.” (Luka, 11:42-43)
“Rab İsa Mesih'in lütfu ruhunuzla birlikte olsun.” (Filimon 1:25, İncil)
“Seni seçmediğim doğru değil, Zira Rab, bu mümkün olmazdı; Ama sen beni seçmiş olmasaydın Bu yürek seni reddederdi...
Kalbim senden başkasına sahip değil, Susuzluğum senin zengin lütfun içindir; Bilirim ki ben seni seviyorsam Muhakkak önce sen beni sevdin."
Josiah Conder, 1836
