○Çünkü medeniyet ruhumuzla, aklımızla,kalbimizle ilgili evrensel gerçekleşiştir. Bir tarihi oluş ve değişimdir.'Sezai Karakoç' un medeniyetten anladığı şey, esas itibariyle dışta değil, içte bir değişimdir.
○Cehennemleştirilen bir dünyada cennetini gönlünde taşıyanlar hep var olagelmiştir. Her birimiz yüreğimizde ya bir Firavun ya da bir Musa taşıyoruz... Bizi özgürlüğe taşıyacak özü de, öldürecek zehri de içimizde barındırıyoruz...
○Aleme nizamat vermeye kalkışırken, iç dünyamızdaki enkaz ve işgali
nasıl atlayabiliriz? Şair ne diyordu?
"Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat
Her türlü teseyyüb bulunur hanelerinde."
Carl Jungun'un da dediği gibi: "Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesaretini gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder...