Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Gelgelelim sokakta yaşamak pek de öyle bedava değildir. Er- hard Bemer’in da vurguladığı gibi, ’’Hindistan veya Filipinler'de kaldırım sakinleri bile polise veya sendikalara düzenli kira vermek zorundadır."63 Lagos'ta da müteşebbisler inşaat alanlarından ödünç aldıkları el arabalarını evsizlere yatak olarak kiraya verirler.
Üçüncü Dünya kent lerinde, sömünge dönemi sonrası orta sınıfının kent merkezinden etrafı duvarlarla çevrili, güvenlikli banliyölere ve "kenar kent" diye adlandırılan yerlere taşınması ABD'de olduğu gibi kentsel bölün meyi, ayrışmayı yeniden üretmektedir.
Reklam
Kentlilerin yaklaşık dörtte biri (1988'de yapılan bir ankete göre) gözle görülür "mutlak" bir yoksulluk içinde yaşamaktadır; günde bir dolar veya daha az parayla yaşamaya çalışmaktadır. BM verileri doğruysa, Seattle gibi zengin bir kent ile İbadan gibi çok yoksul bir kent arasındaki hane başına düşen gelir düzeyi far kı 739'a 1 gibi büyük bir rakamdır (inanılmaz bir eşitsizlik).
Gecekondu sakinleri gelişmiş ülkelerin kent nüfusunun sadece yüzde 6'sını oluştururken, bu oran azgelişmiş ülkelerde yüzde 78,2 gibi akıl almaz bir orana tekabül eder; tam olarak küresel kent nü fusunun dörtte üçü demektir bu.
“Kent, Kibar ve fahişe sıfatlarla Küs barsaklarında tembelleştirdiğin ilkeyi.”
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Kent üstüne konmuş bir ırmak bir ada gibidir ve günün birinde o kenti bütün dünyada dolaştırabilir. Hızlı akıntı, hafifçe titreyen kanat... ırmakları olan kentler kanatlı kentlerdir” (Thoreau, 1981, 196).
Sayfa 106 - "Evler arasından akan ve sokaklara kendi biçimlerini empoze eden su araya giren bir kutsallık, güzergâhları çeken bir mysterium fascinans’tır, bütün çevresine hükmeder." | Haliç de sayılır mı hocam?
Reklam
“kent bize dünyanın yuvarlak olduğunu unutturur”
Sayfa 105 - Pierre Sansot (1996, 42)
Kent ancak sakinlerinin adımlarıyla ya da onu yürüyüşleriyle, buluşmalarıyla, dükkânlarına, ibadet yerlerine, resmi dairelerine, istasyonlarına, kafelerine, eğlence yerlerine vb girip çıkmalarıyla canlandırarak yaratan gezginleriyle var olabilir.
Sayfa 103
“Sokak, dört duvar arasındaki kentli gibi, binaların cepheleri arasında kendini evindeymiş gibi hisseden aylak için bir apartman dairesidir. Demek adlarının yazılı olduğu parlak plakalara, kentlinin, salonundaki yağlı boya bir tabloya verdiği değeri verir. Duvarlar, üstüne not defterini dayadığı sıradır, gazete bayileri kütüphaneler gibidir, kafelerin teraslarını ise, çalıştıktan sonra kendi içini seyrettiği bow-window’lar gibi görür.” (Benjamin, 1979,58). Gelip geçenlerin yüzlerinden oluşan orman anlamaya, onların bahtlarından yararlanmaya çalışan aylağın bilgeliğine sunulmuştur (Le Breton,1992) ve aylak en iyinin ve en kötünün, görünüşlerinin gizlediği tüm sapmalarla birlikte orada sürekli yan yana olduklarını bilir.
Sayfa 102 - 103 | “Gözlemci, kimliğini gizleyerek oynayan bir prenstir” diyor Baudelaire (Baudelaire, 1968, 552).
Büyük kentlerde yaşadıkları için mi böyle katı, içine kapanmış, somurtkan, sinirli oluyorlar? Büyük kent, yenilmez, diş geçirilmez, yok edilmez gücüyle onları dört bir yandan sarıyor, sıkıştırıyor, eziyor, boğuyor— mu?
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.