~~~
Bir davetçi, çok etkili biri olduğunu düşündüğü için söylediklerine şüphe ile yaklaşan biriyle tartışarak fikirlerini kabul ettirmek ister. Bu hareketiyle sanki "Bırakın ben çok yetenekli biriyim, tartışmaya girerek onu ikna edebilirim," demek istiyor.
~~~
~~~
İnsanlar arasında meşhur olmak büyük bir fitnedir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "İnsanların bir kişiye parmaklarıyla işaret etmesi, ona fitne olarak yeter" buyurmaktadır.
~~~
~~~
Me'mun şöyle demiştir: "Bir kişi kendini büyük görmeye devam ettiği sürece, kendisinde zayıf noktaların oluşmasına sebep olur. Ne kadar çok varlık sahibi olmaya çalışırsa, ondaki zayıflık daha çok hissedilir noktaya gelir."
~~~
~~~
Tâvus bir gün böbürlenerek yürüdü, çocukları da yürüyüşünü taklit ettiler...
Bunun üzerine, ne için böbürleniyorsunuz? dedi. Sen önce başladın biz de taklit ettik dediler...
Ey babamız! Bilmez misin ki, her çocuk gittiği yolda babasını örnek alır...
Bozuk olan yürüyüşünü düzelt ve doğru yürü, sen düzeldiğinde biz de düzeliriz...
Biz çocuklardan her biri, babasının yolu üzere yetişir!...
~~~
~~~
Maverdi şöyle demektedir; "Kişinin kendisini beğenmesinin sebepleri vardır. Bu sebeplerin en güçlüsü yakınlarının onu çokça övmesi ve etrafına yalakalık yapan insanların dolmasıdır.”
~~~
~~~
Kişinin yaptığı hayırlı ameller ve elde ettiği başarılar arttıkça kendini beğenme hastalığının nefsine saldırması için kuvvetli sebepler hazırlamış olur.
~~~
~~~
Hasan Basri şöyle dedi; "Şayet insanın bütün söyledikleri doğru, bütün yaptıkları da hayırlı ameller olsaydı, hüsrana ermesi büyük olasılık olurdu."
Kendisine, "Nasıl hüsrana erer ki?" dendi. O da, "Kendini beğenirdi,” cevabını verdi.
~~~
~~~
Ebu Hamid el-Gazali şöyle der: “Kul, nefsiyle mücadele yollarını kullanarak, ilk olarak nefsini güzelleştirmek, kalbini temizlemekle başlayıp, bunun için uğraşmaz ise, özü kötü olarak kalır.
O kişi bu durumda ilim öğrenmeye başlarsa, hangi ilim olursa olsun, bu ilim kötü bir kalp ile karşılaşır ve meyvesi de kötü olur. Bunun neticesinde de bu ilimden hayır çıkmaz. Kişiler ilmi muhafaza eder ve amaçları doğrultusunda kullanırlar. Onun için ilim, kibirli birinin kibrini artırır, tevazu sahibi birinin de mütevazılığını artırır.”
~~~
~~~
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ediyordu:
"Sen beni nefsime bırakacak olursan, beni zayıflığa, noksanlığa, hataya ve günaha bırakmış olursun. Ben ancak senin rahmetine güvenirim.”
~~~
Sayfa 37 - Ahmed, Taberani, Hâkim rivayet ettiler.Kitabı okuyor
~~~
Aişe radıyallahu anha şöyle diyor; "Bir seferinde bana ait yeni bir yelek giydim. Elbiseye bakmaya başladım ve çok hoşuma gitti.
Benim bu halimi gören Ebu Bekir radıyallahu anh; neye bakıyorsun? Hiç şüphesiz Allah sana bakmıyor! dedi.
Ben; "Hangi sebepten dolayı?" diye sordum.
Bunun üzerine Ebu Bekir radıyallahu anh; "Biliyorsun ki, kişi takındığı bir süsten dolayı kibirlendiğinde, o süsten uzaklaşmadığı sürece Allah ondan nefret eder!" dedi."
Bunun üzerine Aişe radıyallahu anha; "O yeleği çıkardım ve sadaka olarak verdim," dedi.
Bunu yaptığını duyan Ebu Bekir radıyallahu anh; "Umulur ki bu sadaka senin için yaptığının kefareti olur," dedi.
~~~
~~~
Davud et-Tai'ye biri şöyle dedi; "Biri şu yöneticilere gidip onlara emri bi'l maruf nehyi ani'l münker'de bulunsa!"
O da; "Onun hakkında kamçıdan korkarım," dedi.
Bunun üzerine;"O buna güç yetirebilir, bu acıya dayanabilecek şekilde kendini hazırladı ve olacak olursa da mükafatını Allah'tan bekliyor," dendi.
Bu cevap üzerine, "Onun hakkında kılıçtan korkarım," dedi.
Bunun üzerine, "O buna güç yetirebilir," dendi.
Bu cevap üzerine de, "Onun hakkında gizli hastalıktan, kendini beğenme hastalığından korkarım," dedi.
~~~