bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı...
Kısacık kitaba tüm "Gabo" esintileri sığmış. Aklıma gelen tüm kitaplarındaki mini mini parçalarla külliyat bitince araya ilaç gibi gelen bi kitap oldu, zira epeyce özlemiştim Marquez okumayı***
"Ağustosta Görüşürüz, Gabo'nun hem halihazırda tamamlamak üzere olduğu üç romanı, hem de muhtemelen bir dördüncüyü içerecek bir kitabın parçası olacak. Yazarın açıklamasına göre, bu metinler ilgisini çeken bir fikrin ürünü. Metinlerin ortak noktası, yaşlı insanların aşk hikayelerini konu edecek olmaları." diye belirtilen kitap, Gabo'nun varlığını yanı başlarında hissedeceğimiz türden...
Tutkular, rutinler, muziplikler, kaçamak durumlarla, unutulmaz banyo ritunleri bi 
Gabriel Garcia Marquez klasiğidir :))) Marquez gerçeği diye bi yazı stili ve konuları vardır, tam da Marquez'in yazmıştır dediğimiz durumla oluşan bi konu "özgürlüğün uçurum kıyısındaki ölüm, aşk ve unutulmaz izler"... Her yıl gerçekleştirilen olayın içinden yaşanan "tek gecelik sevgili"den sonra oluşan düşünce yolculuğu...
Ölü annesinin mirasını kendi yaşamında devam ettirdiğini keşfeden Ana Magdalena Bach... Yaşadığı tutkular ve bazı şeylerin İstediği kadar yakında olmasa da, sanıldığı kadar da uzakta olmadığının ispatı olan "Kutsal Ağustos" çiçekler, edebi doygunlukla, her kitabında bahsettiği kitap ve edebi ziyafet bence kusursuzdu... Gaboyu sunarken "Ağustos'ta Görüşürüz"; yaşlılığı, aşkı, ölümü, gizemi, insanlığı ve gösterişsizliği sunmuştur... Çok çok severek okudum, canım Gabo'yu okumayı pek özlemişken...
Hiç kimse, görmek istemeyen biri kadar kör olamaz!!!
~~~Her şeyin düzelmesi için önce kötüye gitmesi gerekir~~~
Petersburg'lu Usta'da 
J. M. Coetzee, 
Fyodor Dostoyevski nin hayatını hayal etmeye cesaret eder ve 1869 sonbaharında, son zamanlarda Almanya'da yaşayan Dostoyevski üvey oğlu Pavel'in ani ölümü üzerine Petersburg'a geri çağrılır. Dostoyevski, üvey oğlunun hayaletini saplantılı bir
Sana temiz bi şey göstermek istedim, sadece senin için temiz olanı...
""'Beyaz şeylerle ilgili yazmaya karar verdiğim bahar, ilk yaptığım bir liste çıkarmak oldu.
~~~Kundak, Zıbın, Tuz, Kar, Buz, Ay, Pirinç, Dalga, Beyaz manolya, Beyaz kuş, Beyaz gülümseme, Beyaz kâğıt, Beyaz köpek, Beyaz saçlar, Kefen
Her bir sözcüğü yazarken tuhaftır, çok sarsıldım..."""
Diyerek başlayan "Beyaz Kitap" 
Han Kang dam okuduğum ikinci kitap olup, 2018 Booker Finalisti'dir, okurken bakış açısı da güzeldi. Aklıma 
Karl Ove Knausgaard nin Mevsimler serisi geldi istemsiz, o kitapta nesnelerin evrene hükmü anlatılırken, bu kitapta da beyaz nesnelerin dışa vurumu güzeldi, herşeyin beyazını bulurken, beyaz görülen karanlık, beyaz sessizlik gibi...
Ya da çevremizdeki beyaz kundak, beyaz sütten, beyaz kefene varan yolculukta hayatımızdaki zamana dair duyuların keskinleştiği anların olması gibi...
Suyun oluşturduğu beyazlıklar, dalga, kırağı, buz, kar tanelerinin hayattaki bağlantısında bir şeylere katlanmayı öğrenen insanlara özgü dilsiz önseziler olduğu gibi milyonlarca debeleniş içinde hiçbir şey de ebedi değildir, zira hayat kimseye dostane yaklaşmaz, herşey geçip gider...
Yaşamın savrulan külleri içinde hayatımız aslında beyaz ve belirgin, gökyüzüne süzülen bir mucize gibi olup, bembeyaz bi gülümseme, herşeyin farkında olup, anlamıyormuş saflığında, bembeyaz bi gülümseme...
Severek okudum, okumaya da devam edeceğim. Bembeyaz bi sessizlikle...
~~~Uzun bir günün ardından bir süre sessizliğe ihtiyaç duyarım.
Şöminenin önünde istemsizce, sessizliğin belli belirsiz sıcaklığına katılaşmış ellerimi uzatıp rahatlayacağım bir zamana~~~
ReddetmekYalnızcaİnsanlardaSonuçVerir, YazgıyaKarşıHiçbirEtkisiYoktur...
Dünya acı çekiyor...
~~~Öyle çabuk, öyle çaresizce ölüyoruz ki.~~~
Bernard Malamud 'un bu kitabında diğer okuduğum kitabında da olduğu gibi, sıkışık koşulların ve büyük beklentilerin olduğu bir göçmen dünyasını işler. Malamud, göçmen deneyimini, bazı dönem yazarları gibi onun için de hayati önem taşıyan bir şekilde tanımlar.
Malamud'un 1957'de yayınlanan
Aşık olduğum şey, güzelliğin kendisi...
Sevdiğim kitaplar arasında olan ve Pulitzer ödüllü romanı 
Saatler gibi , 
Michael Cunningham 'ın bu romanı da yaşam tarzlarımıza başka açıdan bir bakış sunmaktadır. Şok ve artçı sarsıntılarla dolu bu kitap, güzelliğin kullanım alanları, sevginin ve aşkın hayatımızdaki yeri hakkında derinlemesine düşünmemizi ve hissetmemizi sağlar.
Bir anlık yanlış
Hayatım anlatılmaya değer, hayatım roman gibi geçti...
~~~Hayat yolculuğu uzun ve sıkıcı safhalardan oluşur, adım adım, günbegün, çarpıcı hiçbir şey olmadan geçer, ama insanın belleği yolun o bölümüne damgasını vuran beklenmedik olaylarla doludur~~~
Isabel Allende , uzun ve fırtınalı yaşam içinde 20. yüzyılın en önemli olaylarıyla kesişen, etkileyici mizah anlayışıyla, tutkulu ve kararlı bir kadının destansı
Roman bireylerin düşsel cennetidir...
Bir edebi ziyafet, okuma yol haritası niteliğinde olan "Roman Sanatı" Rabelais, 
Miguel de Cervantes , Sterne, 
Denis Diderot , 
Gustave Flaubert , 
Lev Tolstoy , 
Marcel Proust , 
James Joyce ve 
Robert Musil gibi önemli ve farklı isimlerin çalışmalarını 
Milan Kundera nın zekice incelediği ve okuduğum kitaplara farklı bir bakış açısı getiren, okuyacaklarıma da yol haritası olmuştur, kurduğu güzel
Yaşayanların ölü olduğuna ve ölülerin yaşadığına inanırım...
~~~Kader denilen şey, mesleğimi ve durumumu anımsatıyor bana. Bir palyaçoyum ben. Resmî meslek adı: komedyen~~~
Heinrich Böll ün suçluluk duygusuyla nasıl başa çıkılacağı ve idealizme nasıl ulaşılacağı -inanılacak bir şeyin nasıl bulunacağı- hakkındaki etkileyici düşüncesi, yormayan diliyle, onun savaş sonrası Alman bilincinde neden bu kadar istenmeyen
