Dostun kimdi senin? Bekliyorsun,sürekli bekleyişleri art arda ekliyorsun; seni seyrediyorum ve ses etmiyorum çünkü bekleyişin süslü bir imparatorluğu vardır..Umut silinene kadar güçlü bir direnişle dikilirsin tahtında..Sonra düşüş başlar. Başladığın yere dönüş...
Sivas olaylarından akıl almaz yorumlarla delice sözler etti! "Kötülükle başa çıkılmaz! Dünyayla baş edilmez! İnsanlara acımayacaksın!" dedi sonunda. İnsanların ne günahı var ki bile diyemedim....
İnsan zayıf bir yaratık olduğu için,
"Eline kiliseyi, camiyi, havrayı vererek onları öbür dünyayı boylayana kadar oyalıyorlar biliyorum ama biraz da iyileştiriyorlar onları, cahil cühela takımı bunlar; inanıyorlar işte, çaresizler; bir amacı oluyor hayatlarının!" dedi.
Hayatının herkese kapadığı bir noktası bir gizi, gerçek bir
acısı olmalıydı bence, ama yine de dolu dolu yaşamış, dünyanın her bir yerinde sevgilileri olmuş; gözü arkada kalmamış, güçlü bir kadına benziyordu...
Ona gitmek zorundayım.Ağlamaklı, sıkışmış sis den
liyim. Gözlerine bakıyorum, düşüyorum içlerine, balık
kurşunisi, çil çil yoğunürkünç. Bi sarhoşça, bi ısıcıl düşüş, bi ezgiyle, bi sulak, bi mavi, bi sevişken . .
"Şu yaşamalarınız yok mu! Ne koşuyorsunuz öyle, ne bu ciddiyet,
bu alım hele sizdeki hanfendi çoktan sona erdi sizlerin günleriniz, gelin bi bardak şarap için hanımlık günlerinizin üzerine ;dünyada ardına düşülesi varmış gibi koşuyorlar."