Mimarlık ve Felsefe, Dücane Cündioğlu'nun kaleme aldığı bu eser, farklı bir pencere sunuyor. Bildiklerim üzerine tartışma yapmamı sağlayan bir dil ve üslup ile karşılaştım. Ki onun da tam olarak istediğinin en azından kendimce bu olduğunu düşündüm. Ey talib, düşün diyor. Estetiği, kaygıyı, gözle görünen ve aradığını düşün. Bu zamana kadar bildiklerini unutmadan üstüne ekleyerek benim dile getirdiklerimi de düşün diyor. Dile getirilmeyen konulara, araştırılmayan tartışılmayan konulara değiniyor belki de. Kitaba başlarken kafamda kurduğum taslak bir senaryo vardı, mesleki açıdan okuyacağımı düşündüğüm. Ancak pek çok kesime hitap eden bir akış var. Halkın düşünmesi, akletmesi gereken hususlar içeriyor. Eleştirel yanları da yok değil ancak onun eleştirdiği kişi ve olaylar kadar, kendinin de eleştirileceğinin bilincinde kaleme aldığı yazıtı olumlu yanlarını hissederek tamamladım.
Mimarlık ve sanat tarihini, Dünya mimarisini harmanlamış ve araştırmaya yönelten alanımla ilgili bir başucu kitabı oldu benim için. Yazar
Steen Eiler Rasmussen diyor ki “Geleceğin mimarları inşaat mühendisleri olacak..”” bunu duyunca çok şaşırdım çünkü şuan öyle değil miydi?? Eskiden estetiğe o kadar önem verirlermiş ki bir yapının bitimi yıllar alırmış, gerek dayanıklılık gerek güzellik açısından.. Günümüzde o kadar maliyetli ki insanlar göze hitap etmese de sağlam olsun uzun ömürlü olsun diyor.. Ve bir ilgimi çeken konu ise “”bunu da kitaptan öğrendim”, 2. Dünya Savaşı ile kamufle olmak adına Almanya’da tüm binalar,evler gri ve tonlarına bürünmüş(dikkat çekmemek adına) sonrasında bir ışığın,bir sesin,ritmin,orantının ve algının mimari ile bütünlüğünü anlıyorsunuz..
Mimari sanatanı severek yapan her birey okumalı.. :)
Yaşanan MimariSteen Eiler Rasmussen · Remzi Kitabevi · 2020207 okunma