Kitabın ilk sayfalarında bir karıncanın yazarımızın kulağına girmesiyle irkildim bir şaşırdım ne oluyor, nasıl bir yolculuk bekliyor beni acaba diye düşündüm. Ve okudukça düşlerine uzanan bir gemiye binmiş gibi hissettim kendimi. Gece başlamıştı bu yolculuk her limanda bir yolcu eşlik etmişti. Önce bir kral. Kendi dünyasının kralı olduğunu söylüyordu tabii ki sonra genç bir delikanlı.. Genç delikanlının anlattıkları ve bahsettiği o not. O notun kitabın bir yerinde tekrar karşıma çıkacağını bilmiyordum. Sonrasında daha bir çok yolcu bindi tabii ki gemimize. Ve en son binen Mine. Kim olduğunu elbette söylemeyeceğim okumalısınız...
Dediğim gibi bu bir düş yolculuğuydu ve muhteşemdi. Peki o karıncaya ne oldu derseniz onun da elbette var bir hikayesi. Adı Carmen. Hadi bunu söyleyeyim. Başta irkilsem de bir zararı yokmuş
Bir Demlik DüşMurat Gülen · İndigo Kitap · 202352 okunma
Biri bize Dostoyevski'nin insanı hemen her şeye alışabilen bir varlık olarak tanımlamasının anlamını sorsaydı derdik ki: "Evet, insan neredeyse her şeye alışır ama bunun nasıl olduğunu bize sormayın." Ne psikolojik incelemelerimiz ne de biz tutsaklar henüz o kadar ileri gitmemiştik.
Psikiyatride "af yanılsaması" adı verilen bir durum vardır. İdama mahkum edilmiş bir insan infazından kısa bir süre önce bile son dakikada affedilebileceği yanılsamasına kapılır. Biz de umut kırıntılarına tutulmuş ve son dakikaya dek o kadar da kötü şeyler olmayacağına inanmıştık.