Ben İstanbul’u bir “Afrika savanı”na benzetiyorum. Kimse kimseye ilişmiyor. Herkes ayrı yerde suyunu içiyor, otunu yiyor, avının peşine düşüyor. Yan yana, ama birlikte değil. Aynı sokağı paylaşsa bile toplumsal ve kültürel farklılıklar o kadar kesin ki. Aslında gerçek bir metropole yakışan, kentte yaşayanlar arasında bir akışkanlık yok.