Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
"Zaten dünyayı erkekler bozar, savaş çıkarır, felaketlere neden olur, kadınlar ise hayatı devam ettirir, yaraları sararlar."
Sayfa 134Kitabı okudu
"ideal kadın, ideal anne; ideal erkek, ideal baba"
Bu kavramlar tüketim kültürünün bize pazarladığı birer sıfattır. Tüketim kültürü insana kendini eksik hissettirme üzerinde çalışır. İnsan o eksikliği hissettikçe tamamlamak için bir şeyler satın almak zorunda hisseder. Bu herhangi bir şey olabilir. Mesela şimdilerde ideal kocanın, bütün özel günleri hatırlaması gerekiyor. Bunun sonu yok ki... İdeal erkek bu mudur yani? Tüketim kültürü ideal anneyi de ideal babayı da kendi istediği gibi yönetebileceği şekilde formatlıyor.
Sayfa 93 - Mehmet DinçKitabı okudu
Reklam
Solun en büyük eksiğini size söyleyeyim; dünyadaki bütün ülkelerde sol hareketlerin milli cepheleri var, bizde yok. Yunanistan'da iç ve dış olarak iki tane komünist partisi vardı. İç olan milliyetçiydi, dış ise Moskova'ya bağlıydı. Türkiye'de solcular daha sağ yumruğu mu, sol yumruğu mu kaldıracağını bilmiyor. Ama bu ülkede Mao Zedong'un nasıl söyleneceği ile ilgili insanlar birbirini öldürdü. Mao öldü, şu an ne diyeceksiniz? Bizde Türkiye'ye hiç uygun olmayan uygulamalara gidildi. Küba Devrimi'ni kendine örnek alan gençler Nurhak Dağlarına gerilla olmaya gittiler.
Sayfa 65 - Ulvi AlacakaptanKitabı okudu
Hayat değişmiyor Akan sular bile değişmiyor Daha ağaçlar da çiçek açmıyor Çünkü ağaç kalmadı Kuşlar dahi gelmiyor Çünkü konacak dal kalmadı Her şeyi kuruttuk Hayatı İnsanı Dünyayı Yaşamı Güzelliği Her şeyi kurutuyoruz... İnsan odaklı olmayan her şey, sömürü sistemidir.... youtube.com/shorts/Yr1H1WJW...
Bizdeki sol örgütler daha iktidar olmadan kan döktüler, yoldaşlarına kıydılar ve ölümleri kutsadılar. Toplumumuz bu akla vicdana ziyan radikal solculuğa prim vermedi. Mağduriyet üzerinden insanları çevrelerinde tutan bir solculuk diyelim. Türkiye'de sol "puç"tur. Puç (kof) buğday başağından harman olmaz.
Sayfa 42 - Aytekin YılmazKitabı okudu
1980'lerde Diyarbakır Hapishanesi'nde mağdur olanlar, 1990'larda İstanbul Bayrampaşa Hapishanesi'nde zalim oldular.
Sayfa 43 - Aytekin YılmazKitabı okudu
Reklam
Solcu katı ideolojik körlük bu ülkede 1970'lerde başladı. Kendilerine ülke gerçekliğini değil de başka ülkelerin solculuğunu model aldılar. Kimi Sovyetçi kimi Çinci kimi Arnavutçu kimi Avrupacı oldu. Ben, "dışarıdan" dediğim bu solculuğu hep itici buldum. Okudukları kitaplar başka ülkelerin deneyimini anlatıyordu, bunlar aynı deneyimleri kendi ülkelerine uydurmaya kalktılar. Tutmayınca ortaya ucube bir solculuk çıktı. Özellikle eli silahlı olanlar solculuk adına solculuğun canına okudular.
Sayfa 42 - Aytekin yılmazKitabı okudu
214 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal'in röportaj türünde dört serilik muhteşem eseri. Bu Diyar Baştan Başa; ilki Nuhun Gemisi, ikincisi Yanan Ormanlarda Elli Gün, üçüncüsü Peri Bacaları ve dördüncüsü de Bir Bulut Kaynıyor. Ülkeyi baştan başa gezip gördüklerini çarpıcı biçimde ele almıştır. Mutlaka okunmalıdır.
Nuhun Gemisi
Nuhun GemisiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20171,386 okunma
Biruni ve İbni Sina'nın Işığın Hızı Üzerindeki Görüşleri
Biruni 27 yaşındayken 18 yaşındaki İbn-i Sina'yla yazılı bir münakaşaya giriyor. Konu nedir biliyor musu­nuz? "Işığın sürati ölçüsüz müdür yani la mütenahi midir, yoksa ölçülebilir mi? Yani zamanla ölçülebilir mi?" Ne müthiş bir şey de­ğil mi! Böyle bir şey bugünün Türkiye'sinde bile olmaz.
Benim hocam Brockelmann günde 24 saat ça­lışıyordu. Gün daha uzun olsaydı daha çok çalışırdı" dedi. O söz bana öyle çok tesir etti ki, hakikaten 70 yaşıma kadar devam ede­cek bir tempo yakaladım. O konuşmadan sonra bu yaşıma kadar günde hep 17 saat çalıştım. O söz beni çok etkilemişti.
Reklam
Solun toplumdaki bazı gelenekleri, adetleri ve ilişki biçimlerini dönüştürme talebinde olmasını anlayabiliriz fakat dönüştürmeye çalıştığı şeyin ne olduğunu bilmeyince onu nasıl dönüştüreceğini de bilemiyor. beklentimiz, solun yerli ve milli olması değil; içinde bulundukları toplumun değerlerini daha ciddiye alan analizlerle karşımıza çıkması.
Sayfa 16 - Ahmet Demirhan.Kitabı okudu
Küreselleşme sürecinde sol aslında nerede tutunacağını çok iyi tespit edemedi. Oysa solun şu an uğraştığı meselelere bakacak olursak; toplumsal cinsiyet, feminist hareketler, LGBT hakları gibi konulara odaklandığını ve işçilerden başka neredeyse herkesi kapsadığını görüyoruz.
Sayfa 13 - Ahmet Demirhan.Kitabı okudu
bugün bir Türk solundan bahsediyorsak 1945'ten sonraki bir soldan bahsediyoruz. Yani artık Türkiye'nin NATO'ya girdiği ve Batı'nın kurumlarıyla birlikte hareket ettiği bir dönemin solundan bahsediyoruz. Bu noktada, sol kesimden arkadaşlar itiraz edecektir ama şu tespitte bulunmamız gerekiyor: Türkiye'de solun söylemlerinin biçimlenmesi Türkiye'nin Amerikanlaşmaya başladığı dönemle iç içe geçmiştir. Yani 1945'ten sonra başlayan süreçte Türk solunda bir Amerikancılık damarı da vardır. Bence bu Türk solunun çok garip ve üzerinde durulmamış bir özelliğidir.
Sayfa 11 - Ahmet Demirhan.Kitabı okudu
-Karın yağması zengine biraz ihtişamdır; gidecek Uludağ’a tatilini yapacak, kayağını yapacak... -Ama fakire zulümdür.
"Çalışacaksın, canın çıkana kadar. Herkes öyle yapıyor, dünyada öyle. Bunu yaptığınız takdirde zaten zora dağ dayanmıyor. Bütün mesele kendinize karşı, 'Ben ne kalite ediyorum?', devamlı etrafınızla mukayese etmeniz lazım kendinizi. 'Bunlar ne biliyor ben ne bilmiyorum, bunlar ne bilmiyor ben ne biliyorum?' Bunu yaparak eğitim hayatınızı götürmeniz lazım." Prof. Dr. İlber Ortaylı
270 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.