"Yeni dünya" sistemi bize daha çok para kazanmayı, rakip olmayı, hırsı, ezmeyi, karşındakini küçük görmeyi öğretiyor. Romanda bir başka dikkat çeken nokta memleketin taşına toprağına göz dikmiş yiyiciler... Suyunu, ağacını, dağını, toprağını satan yiyiciler... Kentsel dönüşümle talan edilen kentler, siyanürlü altın aramayla yok edilen köyler, doğa, orman, insan... Kazanan kim olacak? Direnenler mi, direnenler karşısında duranlar mı? diyor 132. sayfada Livaneli, memletin suanki yaralarına dokunuyor romanında, günümüzün trajik olaylarına değiniyor, ayrıca Mustafa ve Mesude'nin evlat acısını hissettiriyor, Afgan Zilha'nın ise çaresizliğini...
Kısacası insanın ruhuna dokunmayı başarıyor yeniden bu romanında da.
Bir livaneli hayranı olarak empati yeteneği, duyarlılığı, kendi deyimi ile süsten ve laf kalabalığından arındırılmış, birçok şeyi sözle değil eylemle anlatan Hemingway'i aratmıyor. Keyifli okumalar.