Kahkahamız fark ettirmeden kaçıyor elimizden. Çevremizi saran altın ışığa karışıyor. Elimizi uzatsak kamp ateşinden havaya saçılan kıvılcımları veya karahindibanın rüzgarla uçuşan tohumlarını yakalar gibi yakalayabilirdik o kahkahayı. Avuçlarımızda sıksak yaz akşamları günün tüm ısısını taşıyan taşlar gibi sıcaklığını duyabilirdik...