Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
346 syf.
·
Puan vermedi
KIRIM...
Sevinç Çokum’un en güzel romanı diyebilirim. Aslan Bey’in şahsında Kırım’ın macerasını anlatmış aslında. Zaten bu romanıyla Türkiye Yazarlar Birliğinden yılın romanı ödülü de almıştı. Sevinç Çokum'un 1980-83 yılları arasında yazdığı bu roman, 1850'li yılların ve meşhur Kırım Savaşı'nın yaşandığı dönemin Kırım'ını anlatıyor. Roman Kırım Türk tarihi, dili ve kültürüyle ilgili pek çok bilgi sunarken, hayali bir kahraman olan Felekzede Arif Çelebi'nin anlatıcılığıyla ilerliyor. Arslan Bey, Nizâm Dede, Giray, Gregoroviç ve Şirin romanın başlıca karakterleri... Milli roman kategorisinde değerlendirilmesi gerekiyor. Anlatım şekli ve üslup bu doğrultuda. İlk yarısında yer yer vasatlık gösterse de, bilhassa Arslan Bey'in sahne aldığı ikinci yarıdan itibaren çok etkileyici bir hal alıyor. Ve hüzün tabii ki... Kırım'ı anlatan bir eser olsun da, sinesinde hüzün olmasın. Mümkün mü bu? Selam olsun Karadeniz'in karşı kıyısına, selam olsun Arslan Bey'lere...
Hilal Görününce
Hilal GörününceSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2017418 okunma
255 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mithat Paşa'nın Hayatı
19 yy Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu dönemi ve Mithat Paşa'nın hayatı üzerinden anlatan bir roman. Sultan Abdülaziz, Sultan Murat ve Sultan Abdülhamit ve Osmanlı sadrazamları ve devlet adamlarının bolca zikredildiği roman Taif'de başlayıp Taif'te neticeleniyor. Mithat Paşa'nın yetişmesi, Avrupa eğitimi ve buralarda geçirdiği dönemin düşünceleri üzerindeki etkisi, daha sonraki valilik ve sadrazamlık dönemleri, ilk anayasa, meşrutiyetin ilanı, sadrazamlık dönemlerinde Sultan'lar ile olan anlaşmazlıkları, sürgünleri, affedilmeleri derken Taif'de sona eren bir yaşam. Olayların merkezinde Mithat Paşa yer aldığı için onun ekseninde geçen bir anlatım ile Sultan Abdülhamit karşıtı bir yazım söz konusu. Kitap roman olarak yazılmış ama aynı zamanda çok iyi bir araştırma niteliğinde, biyografi de denebilecek bir kaynak. Dönemin devlet adamları, kişiler, makamlar, rütbeler, yer ve mekanlar çok iyi tasvir edilmiş. Kitabın sonunda siyah-beyaz eski fotoğraf ve ilüstrasyonlar da yer almakta. Ayrıca çok akıcı bir dil ile yazılmış. Kısa bir süre içinde sıkılmadan bitirdim.
Taif'te Ölüm
Taif'te ÖlümHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2000371 okunma
Reklam
Çerkezce bir söz…
Kitapta geçen ÇERKEZCE bir cümle: "FİZİM ZIMIGUTEM , NAPE YİMİA" (KADINDAN UTANMAYANDA ONUR YOKTUR).
Kitapta geçen ÇERKEZCE kelimeler:
*P'ASTE - Darı veya bulguru bol suda kaynatıp ezerek yapılan ve ekmek yerine tüketilen bir Çerkes yiyeceği . *ŞIWANI - Dibi yuvarlak pikten Çerkes tenceresi. *APIRCIK - Kırmızı biber , mısır unu , tuz , kokulu otları ezerek yapılan yemek.
348 syf.
10/10 puan verdi
Azərbaycan ədəbiyyatının tarixi roman janrında yazılmış gözəl nümunələrindən biri. Azərbaycan xanlıqlarından Şirvan xanlığı timsalında o dövrün prototipi çəkilib sanki. Coğrafiyamızın və tariximizin sanki dəyişilməz qədəri olan erməni xəyanətinin təsviri. Kitabı audiokitab uyğulaması vasitəsilə dinlədim və səsləndirmə də xoşuma gəldi. play.google.com/store/apps/deta... Azərbaycan dilində bir çox kitabın səsli versiyasını yuxarıdaki linkdən dinləyə bilərsiniz. Uyğulamanın çatışmayan cəhətləri olsa da dinləmək üçün idarə edər.
“Gülüstan”dan Öncə
“Gülüstan”dan ÖncəAzize Caferzade · Xan Nəşriyyatı · 201611 okunma
Hangi taraftasın? Sözü boşver, aklın ve yüreğin hangi tarafta?
“(...) İki tür insan vardır: oradakiler (hafifçe doğrulup kamçısıyla köleleri işaret etti) ve onların sahipleri. Onlar kölelik etmek, ağır işlerde çalışmak için doğmuşlardır, ta ki, bir gün Şeytan onu gelip alana kadar. Onlar açlıktan kırılmak ve dayak yemek için gelmişlerdir dünyaya. Ruhları ölümsüz diyebilirsin; ama bana sorarsan hiç de öyle değil. Nasıl olsun ki? Onlar sadece tenden ibarettirler. Öldüklerinde, doğrudan cehenneme giderler ve belki Şeytan onları orada da ayak işlerine koşturur. Yine söylüyorum, iki tür insan vardır: her şeye sahip olanlar ve gırtlaklarına kadar borca batmış olanlar. Ve sen, hangi tarafa ait olmayı istediğini belirlemek durumundasın...”
Sayfa 16 - yordam kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
Reklam
hep aynı terane; din
“(...) Keşişler bize, buraları, yerlilere gerçek imanı öğretmek ve onların ruhlarını kurtarmak için fethettiğimizi söylüyorlar...”
Sayfa 17 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
“(...) Ama başkalarının zaafları bizim gücümüzdür ve bizim zaaflarımız da başkalarını güçlendirir. Hangisi daha iyi, güç mü zayıflık mı?”
Sayfa 20 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
“(...) gerçek, nadir rastlanan bir şeydi...”
Sayfa 27 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
“ Şu an ayrılmakta olduğumuz ülke, dedi, kendi haline bırakılsa, mükemmel bir ülke. Eminim bir zamanlar Kızılderililer orada kendilerini muhteşem hissediyorlardı. Artık memnuniyetleri iyice sınırlanmış durumda.(...) Oranın yağmalanması başarıyla sistemli bir hale getirildi. Orada alçaklar ve soyguncular insanın karşısına en yüksek mevkilerde çıkarlar...”
Sayfa 32 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
Reklam
Galiba bu yüzdendi büsbütün yalnızlığım
“(...) Hayattaki en büyük güçlüklerden birisi, düzgün, berrak bir akla sahip olup da çeneyi tutabilmektir.”
Sayfa 33 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
“(...) Sesi çıkmayan biriysen, çok ileri gidebilirsin; ama benim yüreğim dilimin ucunda atıyor...”
Sayfa 33 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
“(...) İçin, senor, şarap ne efendi bilir ne de köle. O yüreklerimizi neşeyle doldurur ve silinmez acılarımızı unutturur bize...”
Sayfa 38 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
Acı da olsa bazen hatırlamak iyidir, güzeldir, hoştur(!)
“(...) İnsan pek çok şeyi unutmak zorunda kalıyor; yoksa düşünmek çok fazla acı veriyor.”
Sayfa 39 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
Belki de kötülüğü sürekli akılda tutmak daha doğru, dedi... Böyle yapsak Tanrı bizi severdi. Nasıl nefret edeceğimizi bilmek daha iyi olurdu. Oysa biz, bazen tekmelenen, bazen köşeye yemesi için yiyecek kırıntıları bırakılan köpeklere benziyoruz. Fakat şimdi uyuyalım, bu altın, lanet, sayısız insanın acısı, kan ve gözyaşı yüklü gemide. İyi uykular, amigo.”
Sayfa 39 - Yordam Kitap, çeviren; Sermet Yalçın, birinci basımKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.