benim gibi birkaç kişi daha var ki ilgilendikleri alana dair üretimlerini yayma kaygısı gütmeden yıllar geçirdiler. iyi ürünlerini alıcısına ulaştıramadılar. idealist tavırların kurbanı oldular. efendim, dediler ki, söyleyecek şarkısı olanlar dinleyici aramazmış. bunu diyenler bağlantılarını vakitlice halletmişlerdi. biz de 2024 senesinde daha twitter kullanmayı bile beceremeyen, gergin, asabi, mızmız tipler olduk. haddini bilmenin sınırlarını fazlasıyla aştık ve hadsizliğe dönüştürdük. sanal özgüvensizliğimizi, asalet, vakar gibi zorlama kabullerle çarpıttık. bütün bu akış, marx'ın buyurduğu üzere şekilleniyormuş fark eden yokmuş.
var mı bilen başıma seni saranlar arasında adını
mantık mı diyorlar idrak mısın hafıza mı
sahici bir şeysen eğer söyle bakalım
neydi sevgilinin koynuma kaçtığı tarih
yıllardan hangisiydi hangi mevsimdeydik ayın kaçıydı
(savaş bitti, ismet özel)
Tarih. Ben tarihi takmam, tarihin canı cehenneme demeye kalkışırsan, bilesin ki asıl senin canın cehenneme yönelmiştir ve belki yarı yolu kat etmiştir bile.
Sayfa 34 - şûle yayınları, ikinci baskı, 2004, cağaloğlu