Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Büyüyünce değiştik mi?
... Büyüklerin, kendilerinin yetişkin, çocukların çocuk olduğunu düşünmeleri korkunç ... Oysa çocukken de dünyayı aynı gözlerle gördüğümü, aynı gözlerle, aynı düşünceyle, duygular ve sezgilerle kavradığımı anlıyorum ... Hissiyatım: Ben de böyle algılıyorum, yıllar önce de aynı kişiydim, şuan da aynı, bazı hatıralar dün gibi, şimdi ise kimine göre yaşlı kimine göre genç sınıfındayım ama aslını sorarsanız hep şu andayım...
Sayfa 121
En harika yolculuk dünyanın merkezine ya da evrenin uç noktalarına yapılan değil insanın kendi derinliklerine yaptığıdır.
Reklam
Günümüz insanı
Korunaklı, hassas bir dünyada yaşarsınız ve yaşadığınıza inanırsınız. Sonra (Lady Chatterley gibi) bir kitap okursunuz, bir seyahate çıkarsınız ya da biriyle konuşursunuz ve yaşamadığınızı, kış uykusuna yattığınızı keşfedersiniz. Kış uykusuna yatmanın belirtileri kolayca tespit edilebilir. Birincisi, huzursuzluk. İkinci belirti (kış uykusu tehlikeli hale geldiğinde ve ölüme dönüşebileceğinde): zevk yokluğu. Hepsi bu kadar. Zararsız bir hastalİk gibi görünür.Monotonluk, can sıkıntısı, ölüm. Milyonlarca insan farkında olmadan böyle yaşıyor (ya da böyle ölüyor), Ofislerde çalışıyorlar. Araba kullanıyorlar. Aileleriyle piknik yapıyorlar. Çocuk yetiştiriyorlar ve sonra bir şok tedavisi gerçekleşiyor bir kisi, bir kitap, bir şarkı ve bu onları uyandırıyor ve ölümden kurtarıyor.. Bazıları hiç uyanmaz. Onlar karda uyuyan ve bir daha uyanamayan insanlar gibidir.
Baban, yapacak bir şey bulamadığı, hiçbir tutkusu, inanacak bir putu kalmadığı için sıkılmaya başladı bu dünyadan, ama ben daha hala bir şeyler yapabileceğimi düşünüyorum, en azından düşlüyorum; işlerimi bitirmedim bu dünyada gibi geliyor bana, onun için yaşıyorum!
Siz nasıl yaşamayı tercih edersiniz?
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin dediği gibi: "Sessiz sedasız bir köşeye çekilip yaşamak lazım."
"Bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyorum."
Reklam
Mesele, yaşamak için kısa bir zamanımızın olması değil, bunun çoğunu boşa harcamamızdır. Yaşam yeterince uzundur ve eğer iyi değerlendilirse, en yüksek başarılar elde etmemiz için bize yeterince cömert bir miktar verilmiştir. Ancak gaflet ve lūks içinde israf edildiğinde, hiçbir iyi faaliyet için harcanmadiğinda, sonunda ölümün nihai kısıtlamasıyla, (yaşamın) geçip gittiğini fark etmek zorunda kalırız. Işte böyle. Bize kısa bir hayat verilmedi ama biz onu kısalttık; biz onu israf ettik. Nasıl kullanacağınızı bilirseniz hayat uzundur.
İstanbul'a gelip kaba olur diye Bolu'ya "Bölü" diyen adamın budalalığına da çok gülerdi.
Sayfa 92 - Can yayınlarıKitabı okuyacak
Geçmişin telafisi gelecektedir. Geçmişi ancak gelecek tamir edebilir.352
İstanbul öküz sesli vapurlarla karşıladı bizi.
Sayfa 89 - Can yayınlarıKitabı okuyacak
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.