Dışlanmış Kadın, bireyin/kadının toplumun biçtiği rollere, dayattığı modellere bağımlı olarak yaşamasını, gerçeğin görünüş karşısındaki göreceliliğini, sonsuz sayıda yoruma açık oluşunu ve mutlak gerçeğin ulaşılmazlığını evrensel düzeyde yansıtan bir edebiyat metni olarak günümüzde halen geçerliliğini koruyan konulan çarpıcı bir biçimde dile getiriyor. Pirandello, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında yazdığı, dönemin yazın parametrelerini aşan bu ilk romanında, gerçek ve görünüm, birey ve toplum, yaşam ve biçim, biri ve öteki, iç dünya ve dış dünya gibi sonraki yapıtlarında sürekli işleyeceği ikilikleri daha başlangıçta mizah ekseninde ele almayı deniyor. Aslında ikiyüzlülük, yalan, yasak ve tabularla örülmüş toplumsal ağın içine hapsolmuş kadının çaresizliği günümüzde de güncelliğini koruyor hala.